in

Mide ve karın Ağrılarının Nedeni Mide Enfeksiyonları Mı?

İçindekiler

Gönderi paylaş:

Mide ülserine, karın ağrılarına ve mide gazlarına genellikle virüsler ve bakteriler neden olur. Bunlar da sindirim sisteminin çalışmasını önleyen en büyük etkenler arasında sayılmaktadır. Bu da önemli sağlık sorunlarına neden olabilir.

Helicobacter Pylori

Mide ülserine neden olan en büyük etkenin stres olduğu düşünülüyordu. Fakat günümüzde mide ülseri rahatsızlığına yol açan en büyük etkenin spiral şeklindeki bir bakteri (Helicobacter Pylori) olduğu uzmanlar tarafından kanıtlanmıştır. Bu bakteri mide zarı üzerinde yer edinir ve mide asidine etki eder. Bunun sonucu olarak mükaza iltihabı (gastrit) ortaya çıkabilir. Ayrıca mide ve duadenum (onikiparmak barsağı) ülserine neden olabilir. Bu bakteri uzun vadeli olursa, sonuçları mide kanserine kadar gidebilir. Hastalık genellikle idrar ve dışkı yoluyla bulaşır.

Bakterilerin başkalarına bulaşması ise, tuvalet kapılarından olabilir. Bakteriyi taşıyan ve ellerini yıkamadan tuvalet kapısının kolunu tutan bir kimse, başkalarının da bu hastalığa yakalanmasına neden olur. Birçok insan bu hastalığın taşıyıcısıdır. Fakat bakteriyi taşıyanların birçoğunda, iltihaplanma ortaya çıkmadığından, hastalık genellikle anlaşılamayabilir. Hastalığın ortaya çıkmasında en önemli etkenler ise, savunma mekanizmasının aksaması, stres ve mideye zarar verecek maddelerin kullanılmasıdır. Bu hastalığın belirtileri arasında mide veya karın ağrısı vardır. Ayrıca iştahsızlık, gaz gibi belirtiler de bu hastalığa işaret edebilir.

Hastalığın teşhisi için gastroskopi yöntemi kullanılır. Bu yöntemde ağızdan ve yemek borusundan mideye bir hortum indirilir. Hastalığın teşhisinde kullanılan yöntemin hiçbir yan etkisi yoktur. Mideden alınan bir doku hastalığın teşhisine yardımcı olur. Tanı için gerekirse soluk testi yapılır. Hastaya üre ve karbon içeren sıvı verilir. Helicobacter, üreyi amonyağa ve karbon dioksite dönüştürür. Hasta nefes verirken karbondioksit oranı ölçülür ve teşhis koyulur. Çocuklarda ilk teşhis için, soluk testi yeterlidir. Gastroskopi her zaman gerekli olmaz.

Sadece ağır mide ve bağırsak semptomlarında gerekli olabilir. Eğer enfeksiyon teşhis edildiyse, ülser veya mukoza iltihabı varsa, tedavi için iki farklı antibiyotik ve asit azaltıcı bir ilaç kullanılır. Yaklaşık 7 gün sonra hastalık tedavi edilmiş olur. Günümüzde bu hastalığı evde yapılan testlerle de öğrenmek mümkündür. Fakat evde yapılan bu testler doktorlar tarafından önerilmemektedir. Mide ve karın ağrılarında mutlaka ilk önce bir doktora başvurulmalıdır.

Enterohemorojik E.Coli (EHEREC)

Eherec bilhassa çocuklarda tehlikeli olabilecek ishallere sebep olur. Bu hastalığa neden olan bakteri dana etinden ve diğer besin maddelerinden geçer. Enfeksiyonu kapmanın en yaygın yolları arasında; pastorize olmayan sütler, tam olarak kıyılmamış kıyma ve sucuk, salam gibi çiğ etler vardır. Bu hastalığa dair ilk belirtiler, iki veya üç gün sonra ortaya çıkar. Belirtiler aslında normal ishal şeklindedir. Fakat enfeksiyon çok ciddi boyutlarda ise, dışkının kanlı olması olasıdır. Bilhassa çocukların böbreklerinde oluşabilecek komplikasyonlardan korkulur.

Çocuklar iyileşmiş gibi görünür, fakat aniden gelen mide bulantısı, karın ağrısı, gaz ve yüzlerinin sararması tekrardan bu hastalığa işaret eder. Bu gibi durumlarda çocukların tedavi edilmesi şarttır. Çünkü bu basit bir mide rahatsızlığı değildir.

Hastalığın teşhisi konulurken ailelerin de doktorlara yardımcı olmaları gerekir. Çünkü çocukların son günlerde ne içtikleri ve ne yedikleri, hastalığın teşhisinde büyük bir önem taşımaktadır. Ayrıca teşhis için, çocukların dışkıları kontrol edilir. Hastalığın tedavisinde antibiyotik kullanımı kesinlikle mümkün değildir, çünkü bunlar sadece ishali yoğunlaştırır.

Bu nedenle, tedavide mümkün olduğunca sıvı tüketimine ve mineral alınımına dikkat edilir. Ayrıca çocukların hastanede kalmaları da gerekebilir. Çünkü hastanın kontrol altında tutulması daha uygun olabilir. Bu hastalığa yakalanmamak için bazı tedbirlerin alınması şarttır. Bilhassa bağışıklık sistemi doğru çalışmayan kişilerin pişmemiş süt içmeleri ve çiğ et (sucuk, salam vb.) yemeleri doğru olmaz. Ayrıca alınan diğer besin maddelerine dikkat edilmelidir. Meyve ve sebzelerin çok iyi durulanması gerekir.

Mantar enfeksiyonu

İnsanların bağırsaklarında binlerce mikroorganizma bulunmaktadır. Bunlar arasında mantarlar da vardır. Mantarların birçoğu besin maddeleri ile alınır ve bağırsak yollarından geçerek dışkı ile dışarı atılar. Bazıları ise bağırsakların sağlıklı olması için, gerekli olan mantarlardır.

Bağışıklık sistemi düzenli olan bir insanda, bu mantarlar hastalığa neden olmaz. Fakat savunma mekanizması diyabet rahatsızlığından dolayı veya kortizon alımından dolayı düzgün çalışmıyorsa, ortaya sorunlar çıkabilir.

Şikayetler arasında genellikle ishal, kabızlık, gaz ve karın ağrıları olur. Hastalığın teşhisinde doktor hastanın dışkısını kontrol eder. Bağırsak mantarından dolayı ortaya çıkan şikayetler genellikle; depresyon, baş ağrısı, kalp ağrısı, kilo artışı ve cilt rahatsızlıklarıdır.

Hastalığın tedavisinde dengeli beslenme çok önemlidir. Ayrıca şeker ve meyve gibi besin maddeleri, tedavi esnasında kullanılmaması gereken gıdalar arasındadır. Fakat birçok uzman bu tarz diyetlerin uygun olmadığını düşünüyor. Bu nedenle evde tek başına bir diyet programı uygulamanın sakincalı olabileceği söyleniyor. Bilhassa problemin çocuklarda olduğu durumlarda mutlaka doktora gidilmelidir.

Salmonella

Bu bakterinin yol açtığı hastalıklar yıldan yıla artmaktadır. Hastalığın tedavi yöntemlerinin gelişmesine rağmen uzmanlar bu hastalığın sayısının oldukça fazla olduğunu söylüyor. Yaklaşık her 10 kişiden birinde, salmonella bakterisinin yol açtığı hastalığa rastlamak mümkün. Fakat bakteriyi taşıyanlardan sadece yüzde 3’ünde belirtiler görülür. Hastalığa yol açan bakteriler salmonella enteritidis ve salmonella typhimuriumdur.

Bu hastalığın besin maddelerinden dolayı bulaştığı bilinmektedir. Bilhassa çocukların gıdalarına dikkat edilmesi gerekir. Hastalığın bulaşmasında genellikle yanlış mutfak hijyeni sorumludur. Salomella; tavuk, kırmızı et, yumurta gibi gıdalarda barınır. Çocukların enfeksiyonu kapmaları daha kolaydır. Alınan besin maddelerinden yaklaşık 72 saat sonra, ilk belirtiler karın ağrısı veya ishal olarak ortaya çıkar. Ayrica ateş, baş ağrısı ve mide bulantisi gibi belirtiler de olabilir. Bu nedenle bol sıvı tüketimine ve mineral alımına dikkat edilmelidir.

Hastalığın teşhisinde dışkının kontrol edilmesi yeterli olur. Çocuklar genellikle çok halsiz olurlar ve yatma gereği duyarlar. Antibiyotik kullanımı sadece çok ağır durumlarda gerekli olabilir. Böyle bir durumdan sonra, aile bireylerinin hijyene çok dikkat etmeleri gerekir. Bilhassa tuvaletten sonra ellerin yıkanması unutulmaması gereken bir unsurdur.

Ayrıca tırnakların temiz olması ve sabunla yıkanması çok önemlidir. Tuvaletin günde birkaç defa temizlenmesi gerekir. Temizlik esnasında kapı kolları, oturak, banyo gibi yerler unutulmamalıdır. Bunun dışında kıyafetlerin ve yatak örtülerinin, çarşafların da en az 60 derecede yıkanması gerekir. Çocukların tedavi süresinde yuvaya devam etmesi mümkün değildir. Hastaların, tedavi sonuç gösterinceye kadar evden dışarıya çıkmamaları önerilir.

Mutfak hijyenine çok dikkat edilmelidir. Eğer kırmızı et, tavuk veya yumurta ile temas edildiyse, ellerin mutlaka su ve sabunla yıkanması gerekir. Ayrıca mayonez, yumurta gibi gıdaları buz dolabında saklamak gerekir. Bütün tezgahın sıcak su ile ovulması ve kullanılan temizleme bezinin mutlaka çamaşır makinesinde yıkanması gerekir. Çocukların çiğ hamur yemeleri de sakıncalıdır. Bütün besin maddelerinin yenmeden evvel iyi bir şekilde yıkanması veya pişirilmesi büyük önem taşır.

Deli dana hastalığına etken olan besin maddeleri nelerdir?

Deli dana hastalığından dolayı 1997 senesinde yaklaşık 9 kişi hayatını yitirmiş ve 23 kişi beyin rahatsızlığından kaynaklanan felce yakalanmıştır. Uzmanlar bu hastalığın deli danadan dolayı ortaya çıktığını ve alınan besin maddeleri ile bağlantılı olduğunu vurguluyorlar.

Fakat bakterinin bulaşması ve hastalığın ortaya çıkmasınin arasında yıllar vardır. Bu hastalığın ortaya çıkmasında en büyük etken, danaların yanlış beslendirilmesinden kaynaklanmaktadır. Fakat bu bakterinin et ve sosis gibi besin maddelerinde bulunduğu tam olarak kanitlanmamıştar. Bu hastalıktan korunmak için bazı önlemlerin alınması gerekir:

  • Kırmızı et tüketimine dikkat edilmelidir. Etin temin edildiği yerlerin güvenilir olması gerekir. Ayrıca kuzu eti ve tavuk daha güvenilirdir.
  • Süt ürünlerine de dikkat edilmelidir.
  • Bebeklerin yediklerine de büyük bir titizlik gösterilmelidir.
  • Hazır yiyeceklere de büyük bir önem gösterilmesi gerekir.
  • Kullanılan kozmetik ürünlerinin bileşimlerinde kullanılan maddelerin de göz önünde bulundurulması gerekir.

Sağlıcakla Kalın.

#Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın!

Yazar: Annemce

Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir