in

Kürtaj Hangi Durum ve Hastalıklarda Yapılabilir?

İçindekiler

Gönderi paylaş:

Bebeğe zorunlu bir bebeği kürtajla aldırmak istemek Türkiye’de belirli kurallara dahilinde yapılabilmekte. Doktorun çocuğunuz sakat doğacak açıklaması bir anneyi hayatının en zor kararını vermeye zorlayabilir. 37 yaşındaki Neriman sekiz ay önce hamileliğine son vermek zorunda kalmıştı. Uzun süredir hayalini kurduğu çocuğa veda etmek zorundaydı.

Teşhis Neriman onun yaşındaki bir kadının sakat bir çocuk doğurma riskinin olduğunu biliyordu. Bu sebeple bir amniyos testi yaptırmış ve üç hafta sonra bebeğinin zihinsel özürlü olarak doğacağını öğrenmişti. Bebeği bir down sendromlu olarak dünyaya gelecekti. Sakat bir çocukla sonsuza kadar yaşamak ya da zor bir karar olan kürtajı gerçekleştirmek. Zaten ilk baştan böyle bir durumla karşılaşma olasılığına karşı oturup eşiyle konuşmuş ve kürtaj için karar vermişti. Neriman ve eşi böyle bir çocukla yaşamayı göze alamadılar. Hepsinden önemlisi evliliklerinin bunu kaldıramayacağını düşündüler.

Kürtajın yasal şartları nelerdir?

  1. Eğer anne adayı 18 yaşından büyük ve bekarsa sadece kendi rızasıyla gebelik süresi 10 haftadan az olmak koşulu ile gebeliğe sor verebilir.
  2. Eğer 18 yaşından küçük ve bekarsa mutlaka vasilerinin onayı gerekir, ancak yine bunun için sinir 10 hafta.
  3. Kadın evli ise ve 10 haftadan küçük bir gebeliği varsa ve bunu sonlandırmak istiyorsa mutlaka kadının ve eşinin yasal onayı lazım yani kadın kocasından habersiz ve onun onayı olmadan tek başına bebeğini aldıramıyor.
  4. 10 haftadan büyük bütün gebeliklerin sonlandırılması mutlaka hekimlerin onayladığı tıbbi bir nedene bağlı olmak zorunda.

Ailenin bu bebeği istememesi tıbbi bir neden olmadığından kabul edilmiyor. Diğer bir konu ise, bebeğinde sakatlık olup olmadığını merak eden çiftlere ait durum. Bu genetik danışmanlığının alanı içerisine giriyor. Genetik danışmanlık aslında daha kadının hamile kalmasından önce başlamalı. Çocuk sahibi olmak isteyen bir çiftin gebelik öncesinde bebekleri için olası bir riskin olup olmadığının araştırılması için genetik uzmanlarına başvurmaları gerekiyor. Böyle bir olasılığın olup olmadığı çeşitli risk faktörleri ile saptanabiliyor.

Sakatlık yaratan risk faktörleri:

  1. Annenin doğum yaşı yani annenin yaşının 35 ve üzeri olması,
  2. Çiftin akraba evliliği yapmış olması,
  3. O ailede daha önce sakat bir çocuğun dünyaya gelmiş olması,
  4. Aile ya da yakın akrabalar içinde kalıtsal sorunu olan bir bebeğin doğup doğmadığı,
  5. Ailede, şeker hastalığı gibi sistemik bir hastalığın varlığı,
  6. Anne adayının daha önce tekrarlayan düşükler yaşaması. Bu saydığımız koşullar müstakbel bir hamilelik ve doğacak bir bebekte doğumsal anomali riskini arttırır.

Saydıklarımızın hiç biri o çiftte yok ise yine de gebelikte yapılması gereken bazı biyokimyasal tahliller vardır. Eğer bu tahlillerde bir problem çıkarsa ki bu tahlillerin en sık bilineni gebeliğin 16. 17. ve 18. haftalarında yapılan kanda alfafetoprotein, estriyol ve beta HCG denilen hamilelik hormonunun üçlü ölçümüne dayanan üçlü testtir. Eğer bu test ailede hiçbir risk faktörü yokken risk gösteriyorsa bu da yine genetik danışmanlığın yapılması için yeterli bir nedendir.

Bazı hastalıklar gebelik başlamadan önce tedavi edilmeli Sayılan risk faktörlerinden bazıları gebelik öncesinde tedavi edilmeyi gerektirir. Eğer ailenin kendi çocuklarında veya yakın akrabalarının çocuklarında doğumsal veya çok erken yaşta başlayan birtakım kusurlar varsa öncelikle çocukların muayenesi ve çocukların hastalığının ne olduğu ortaya konmalı. Ve hastalığın kalıtsal geçiş oranına göre risk oranı belirlenmeli. Eğer annenin diyabeti varsa mutlaka diyabetinin daha hamilelik başlamadan kontrol altına alınması lazım. Yine gebelik esnasında geçirilebilecek bazı enfeksiyon hastalıklarına karşı önlem alınabilir.

Genetik analiz yapılması Risk faktörlerinin varlığı veya üçlü testin sonuçlar ya da ailenin kendi istekleri doğrultusunda genetik testler yapılabilir. Kromozom analizlerinin gerçekleştirilebilmesi için bebeğin hücrelerine ihtiyaç duyulur. Bunu elde etmenin pratik iki yolu vardır ya gebeliğin 8.- 10. haftası arası koriyonvillüs biyopsisi denilen bebeği besleyen plasenta denilen organdan alınan biyopsiler ya da bebeğin 16.- 18. haftaları arasında amniyosentez dediğimiz bebeğin anne rahminde içinde bulunan sividan alınan örnek biyopsileri.

Amniyosentez biraz daha geç gebelik haftalarında yapılıp daha geç sonuç veren ama daha kesin ve riski daha az olan bir yöntemdir. Koriyon biyopsisi daha erken dönemde yapılan daha çabuk sonuç veren ama güvenilirliği daha az ve riski daha fazla olan bir yöntemdir. Bu nedenle sıklıkla amniyosentez yöntemi tercih edilir.

Bebeğin geleceği ile ilgili karar

Genetik danışmanlığın esası kromozom kusurlarına göre bebeğin veya gebeliğin tamamı veya devamı hakkında fikir vermek değildir. Örneğin, amaç bebekte down sendromu tespit edildiğinde bu bebek alınmalı hükmünü vermek değildir. Tersine amaç, bebekteki muhtemel sakatlığın tedavisi veya rehabilitasyonu ile ilgili bilgiyi çocuk doktoru, beyin cerrahı, çocuk cerrahi, çocuk kardiyoloğu ya da çocuk psikoloğuna bildirmek ve ailenin olaya hazırlanmasını sağlamaktır.

Çocuğun gelişimi nasıl olacak, eğitim ile zekası nereye kadar getirilebilir, bu eğitimin Türkiye’deki olasılığı nedir, eğitim Türkiye’deki maddi imkanları ve portresi nedir ve aile bu maddi yükümlülüğü kaldırabilecek mi türünden soruların sorularak verilecek cevaplara uygun olarak aileye çocuklarının geleceği konusunda karar verme şansını tanımak gerekir.

Aile çocuğu doğurmak istemiyor ise o zaman yaklaşık 5. ayına gelmiş olan bir gebeliği sonlandırmanın iki yolu vardır. Bunlar yine aile ile görüşülür ve ailenin isteği kadının tıbbi profiline göre bu yollardan biri seçilir. Ya histerotomi denilen bir ameliyatla rahmin boşaltılması sezaryen gibi yapılabilir. Ya da normal doğum eylemini uyarır gibi prostoglandinlerle ki bunlar rahmin kasılmasını sağlayan ilaçlardır normal doğum sancıları ile bebeğin doğması sağlanabilir. Bu yöntemler kadının fiziksel durumuna ve isteğine göre seçilmelidir.

Amniyosentez Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Kromozom anomalisi denilen kalıtımsal bir bozukluğa bağlı olan ve zihinsel özürlerle ortaya çıkan bazı doğumsal hastalıklar daha gebeliğin ilk aylarında amniyon sıvısında yüzen çocuğa ait yapılan bir tahlil ile tespit edilebilmektedir. Ağır metabolizma bozuklukları veya merkezi sinir sisteminin gelişimi de amniyon sıvısında yapılan kimyasal tahlillerle erken dönemde anlaşılabilmektedir.

Amniyosentezin uygulanması Bir ultrason tetkiki ile en uygun giriş yeri belirlenir. Daha sonra oradan gereğinde ultrason altında ince bir iğne ile karın cildinden amniyon boşluğuna girilir ve bir enjektör ile bir miktar amniyon sivisi emilir. Girişim çok ender olarak ağrılıdır ve bu esnada duyulan his bir kan alınmasına veya herhangi bir enjeksiyona benzer. Bu nedenle ya doğrudan ya da bölgesel uyuşturma ile yapılabilir. Amniyon sivi alınması işlemi nadiren ilk girişte başarılamaz. Aynı şekilde amniyon sıvısının tetkikinde de zorluklar olabilir; bu nedenle ender durumlarda girişimin tekrarlanması gerekir.

Olası komplikasyonlar Anne için tıbbi girişimlerde ortaya çıkabilecek tehlikeler, örneğin enfeksiyonlar, kanamalar, komşu organ yaralanmaları çok seyrektir. Çocuğun doğrudan karşı karşıya olduğu tehlikeler, örneğin iğne ile yaralanmalar ultrason eşliğindeki kontrol nedeniyle çok çok seyrektir. Girişim çok ender olarak, sancı başlaması, rahim kanamaları, amniyon sıvısı akmasına veya ateşli bir enfeksiyona neden olabilir. Vakaların sadece yüzde 0.5’inde girişimin kendisi nedeniyle düşük olur.

Sağlıcakla Kalın.

#Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın!

Yazar: Annemce

Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir