Anne ve babaların, çocuk hastalıklarıyla ilgili bildikleri tehlikeler, tahmin ettiklerinden daha fazladır. Kızamık en tehlikeli çocuk hastalıklarından biridir.
Kızamığın en yaygın olduğu ülkelerden birisi Türkiye mi?
Gelişmiş ülkelerdeki yaygın aşı kampanyaları difteri, kızamık, çocuk felci gibi hastalıkların görülme sıklığını oldukça azaltmıştır. Bir ülkedeki çocuk ve gençlerin yüzde 95’i aşılanırsa, kızamık hastalığı ortadan kaldırılabilir. Gelişmiş ülkelerin çoğunda bu uygulama başlamışken ülkemizde böyle bir uygulama henüz yaygın değildir. Günümüzde çocuklarımızın ancak yüzde 20 – 30’u kabakulak ve kızamık aşısı olabiliyor. Bu aşıların tekrarlarının yapılma oranlarıysa daha düşüktür. Bu nedenle kızamık salgınları ülkemizde hala önemli bir sorundur. Amerika’da 1995 yılından itibaren kızamık salgını görülmüyor, nadiren görülen vakalar genelde yurtdışından getiriliyor.
Kızamık ne zaman bulaşıcıdır?
Çok bulaşıcı olan bu hastalığı karşı bağışıklığı olmayan herkes tehlike altındadır. Anne karnındayken bebeğe geçen antikorlar, bebeği ilk 6 ay büyük ölçüde kızamıktan korur. Aşı bulunmadan önce çocukların çoğu 1 – 2 yaş arasında kızamık geçirirdi. Yüzde 80 olasılıkla da 4 yaşına kadar bu hastalığa yakalanırlardı. Günümüzde ise kızamık hastalığı en sık 10 yaş üzerindekilerde görülür. Hastalık en çok sonbahar – kış aylarında gözlenir. Kızamık hastalığını geçirenler yüzde 99 oranında hayat boyu bağışıklık kazanarak tekrar geçirmezler.
Kızamık nasıl bulaşır?
Kızamık ağır seyreden hastalıklardan bir tanesidir. Bulaşma hasta ile temas veya hastanın ağız, burun salgılarındaki virüslerin sağlam kişiye sindirim ve solunum yoluyla geçmesi şeklinde olur.
Kızamık hastalığının belirtileri nelerdir?
Kızamık döküntü, ateş ve öksürükle seyreder. Kuluçka döneminde yüksek ateş, halsizlik, öksürük, gözlerde kızarma – çapaklanma, nezle ve boğaz ağrısı gözlenir. 2 – 3 gün içerisinde ağızda azı dişlerinin yanında gri – beyaz lekeler oluşur. Bu lekelerin gelişmesinden 2 – 3 gün sonra döküntü başlar. Deri döküntüsü kulak arkasından başlayıp yüze, oradan da kol ve bacaklara yayılır. Başlangıçta küçük, pembe renkte olan deri döküntüleri zamanla büyür ve sayılarında artış görülür. Bu döküntüler birleşme eğilimi gösterirler. Renkleri daha da koyulaşan döküntüler 2 – 3 gün içerisinde solarak soyulmaya başlar, yerlerinde kahve renkli iz bırakırlar. Hastalık esnasında göz zarı, burun ağız ve solunum yolları iltihabı gelişebilir. Kızamık, bebeklerde ishal ve kusmaya neden olabilir. Yüksek ateş döküntüden bir hafta önce başlayarak günlerce devam eder.
Komplikasyonları nelerdir?
Halk arasında kızamığın zararsız bir hastalık olduğu inancı yaygındır. Ama bu ne yazık ki yanlıştır. Hastalığı geçiren her 7 çocuktan 1’inde ağır komplikasyonlar gelişir. Çünkü, kızamık virüsü çocuğun bağışıklık sistemini zayıflatarak diğer enfeksiyonlara karşı savunmasız bırakır. Bu komplikasyonların nedeni kızamık sonrası gelişen bakteriyel enfeksiyonlardır. Bakteri enfeksiyonları, antibiyotiklerle tedavi edilir. Kızamıkla birlikte larenjit (gırtlak iltihabı) görülebilir.
Belirtileri boğuk ses, öksürük nöbetleri ve nefes alırken ses çıkarmadır. En tehlikeli komplikasyon menenjittir (beyin zarı iltihaplanması ya da kızamık ensefaliti). Bu durum için etkin bir tedavi yoktur. Belirtileri günlerce süren baş ağrısı, yorgunluk, aşırı uyku, bilinç bulanıklığı, kişilik değişikliği ve hatta komadır. Kızamık geçirenlerde menenjit gelişme olasılığı 2000’de l’dir. Menenjit yüzde 10 – 20 olasılıkla ölümle sonuçlanabilir. Menenjit geçirenlerde kişilik bozukluğu, sağırlık, kaslarda kramplar, zeka ve davranış bozuklukları gelişebilir.
Yaş ilerledikçe kızamıkta tehlike artar mı?
Çocukların sadece az bir bölümü kızamığa karşı aşılandığı sürece, bu hastalık yok edilemez. Ancak eskiden olduğu kadar yaygın görülmez. Günümüzde aşılanmayan çocukların yüzde 60’ı okul çağına kadar bu hastalığı geçirmezler. Fakat asıl risk ilerideki yaşlarda başlar ve büyük bir olasılıkla da menenjit ile sonuçlanır. 10 yaşından sonra kızamık geçirenler, 5 yaşından önce çıkaranlara oranla beyin iltihaplarına 2 – 3 kat daha kolay yakalanırlar. Bu risk 8 – 12 yaşlarında olan erkek ve 7 – 11 yaşları arasında olan kız çocuklarında daha yüksektir. Aşıların etkisini artırmak için kızamık, kızamıkçık ve kabakulak aşıları okul dönemi öncesinde tekrarlanmalıdır.
Doktorlar nasıl yardımcı olur?
Kızamığın teşhisi çocuk doktorlarının el kitaplarında genişçe anlatılır. Tedavi önerileriyse şu iki cümleyle açıklanmıştır: “Virüse karşı spesifik bir ilaç yoktur. Antibiyotikler sadece kızamıkla birlikte görülen bakteriyel bir hastalık varsa kullanılmalıdır”. Bu nedenle hastalık tedavisinde ateş düşürücü, öksürük giderici ve sakinleştirici ilaçlar kullanılır.
Kızamık aşısının yararları ve aşı takvimi
Kızamık, kızamıkçık ve kabakulağa karşı en iyi korunma yöntemi aşılanmadır. MMR aşısının uygulanmaya başlamasından sonra bu hastalıkların toplumda görülme oranı oldukça azalmıştır. Çocuklara toplam 2 doz MMR aşısı yapılmalıdır. İlk aşı 12 – 15. aylar arasında, ikinci aşı ise 4 yaşından sonra herhangi bir dönemde verilmelidir. Ortaokul, lise çağına gelip 2. kez aşılanmamış çocuklara mutlaka ikinci aşı yapılmalıdır. Bu aşı diğer aşılarla birlikte uygulanabilir.
Sağlıcakla Kalın.