in

Kadınlarda Halsizlik Ve Yorgunluk Nedenleri

Gönderi paylaş:

İlk regller, adet öncesi sendromları, hamilelik, menopoz. Her kadının hayatının bir döneminde yorgunluk, bezginlik, baş ağrıları, fazla kilolar gibi şikayetleri vardır. Doktorlar tarafından değişik tedavi yöntemleri uygulanan bu şikayetlerin sorumlusu ise hormonlarımızdır.  Kadınlara özgü şikayetlerin nedenlerini anlamak için öncelikle iki kadınlık hormonunu tanımak gerekir: yumurtalıklar tarafından salgılanan östrojen ve progesteron. Amerika’da ve Kanada’da yapılan araştırmalarda östrojen hormonunun kadın vücudu üzerinde bilinenler dışında çok fazla etkisi olduğu tespit edilmiştir. Östrojen kalbi korur, kemikleri güçlendirir, cildi ve saçları güzelleştirir ayrıca konsantrasyonu, cinsel arzuyu ve ruhsal tatmini artırır.

Östrojen hormonunun artışı ile genç kızlıktan kadınlığa ilk adım atılır ve vücut hatları belirginleşir. Bu hormonun ani düşüşü ise menopoza yol açar. Bütün sinir sistemi bozuklukları (heyecan, stres, duygusal veya profesyonel bunalımlar) vücudun bu çok hassas dengesini etkiler. Sorumlusu ise, östrojen ve progesteron hormonlarının salgılanmasındaki dengesizliktir.

Bu iki hormon genital organlar, üreme ve göğüsler üzerinde etkili olduğu kadar sinir sistemi, iştah, zihinsel aktivite, dolaşım sistemi, vücutta yağlanma ve selülitler ile deri ve kemik yapısı üzerinde de oldukça etkilidir.” Uzmanlar, kadınların yaşadıkları bu sorunları dönemlere ayırarak, hormonların kadınların yaşamları üzerindeki etkisini kısaca böyle değerlendiriyor.

Ergenlik Çağında Hormonlara Bağlı Yorgunluk

Ergenlik çağı vücudun önemli değişiklikler gösterdiği bir dönemdir. Kıllanma, göğüslerin büyümesi, kalçaların genişlemesi, daha yoğun bir vücut kokusu, genital organlarda değişim ve regller başlar. Ergenliğin ilk yıllarında adetler genellikle düzensizdir. Bazen çok uzun, bazen de çok kısa sürebilir. Sonuçta ergenliğe ulaşan genç, karakter değişimleri yaşar ve eskisine oranla daha hassas veya saldırgan bir hal alır. Uyku bozuklukları veya aşırı yorgunluk hisleri yaşayabilir. Bu dönem onun beden ve zihin gelişimi için zor bir dönemdir.

Ergenlik çağındaki genç kızlar için adet dönemleri birbirine çok fazla yakın olmadığı sürece (İki adet arası en az üç hafta olmalıdır) hormonal tedavi uygulamak gereksizdir. En iyi ilaç, annenin psikolojik yardımıdır. İlk adetlerini yaşayan genç kızların annelerinden veya bu dönemi daha önce atlatmış deneyimli bir büyükten destek almaya ihtiyaçları vardır. En çok dikkat edilmesi gereken ise, sağlıklı bir beslenme, düzenli bir uyku ve spordur.

Premenstruel Sendromu

Premenstruel sendrom regllerden birkaç gün önce başlar. Yorgunluk, saldırganlık veya duygusallık şeklinde kendini belli eder. Kadınlar bu dönemde kas ve kemik ağrıları çekerler. Karınları şişer, bacakları ağırlaşır ve şiddetli baş ağrıları yaşarlar. Göğüsleri sertleşir ve hassaslaşırlar. Aslında premenstruel sendrom çok fazla kadını etkiler, ancak sadece bazıları bu dönemi şiddetli geçirirler. Bunun sebebi de yine hormonlardır.

Yumurtlama döneminde östrojen miktarı normalden on kat daha fazladır. Adet döneminde ise yine düşüşe geçer ve premenstruel sendrom başlar. Sinir sistemlerini ve dokularını korumak için bazı hallerde magnezyum, B6 ve E vitaminleri takviyesi yapılabilir. Gevşeme egzersizleri, fiziksel aktivite, yoga ve dengeli bir yaşam kadınların bu dönemi en az zararla geçirmelerinde etkili olur. Ağrıkesicilere ise ancak şiddetli ağrılar çekildiğinde başvurulmalıdır.

Hamilelik Döneminde Hormonlara Bağlı Yorgunluk

Hamileliğin, ilk aylarında yorgunluk hissi çok fazladır. Özellikle ilk üç haftada yorgunluk aşırı bir hal alır. Hamileliğin başındaki aşırı uyku isteği ve yorgunluk, progesteron salgısı fazlalığından kaynaklanır. Ancak ilk üç aydan sonra hamile kadın kendini son derece aktif ve zinde hisseder. Bunun sebebi ise östrojen salgısının artmasıdır. Östrojen hormonunun ana görevi, doğurganlığı ve üremeyi sağlamaktır. Dolayısıyla hamilelikte östrojen salgısı artar. Hamilelik normal şekilde seyrettiği halde yorgunluk hissi fazla ise, o zaman anemiden şüphelenmek gerekir.

Bu durumda yorgunluğun sebebi hormonal olmaktan çok, psikolojiktir. Jinekologlar, hamilelik yorgunluğuna karşı ikinci üç hafta ve beşinci aydan sonra müdahale ederler. Anemiyi önlemek için demir kürleri tavsiye edilebilir. Çünkü bebek bundan dokuz ay boyunca yararlanır. Yorgunluğa, uykusuzluğa ve kramplara karşı demir ve magnezyum takviyesi doğumdan sonra da gerekebilir.

Menopoz Öncesi Hormonal Bozukluklar

45 – 50 yaşları arası hormonal bozukluklar başlar ve menopoz yaklaşır. Belirtileri ise, sinirlilik ve adetlerin on beş gün hatta on gün arayla gerçekleşmesidir. Adetler uzun sürer veya birkaç ay hiç olmaz. Menopoz öncesi dönemde kadınlar daha çok baş ağrıları, sinir bozuklukları, göğüslerin, vücudun ve bacakların şişmesi şikayetlerine maruz kalırlar.

Bu dönemde kadınlar daha çok cinsel istek duyarlar. Östrojen salgısı progesterona göre eşitsiz bir oranda salgılanır. Doğum kontrol hapları, menopoz öncesi şikayetlerini gidererek aynı zamanda hamilelik riskini de engeller. A ve E vitaminleri takviyesi de progesteron artışını sağlayarak bu dönem için yararlı olur. Bunun yanında bitkilerle uygulanan tedavi yöntemleri de etkisi bilimsel olarak kanıtlanmamış olmakla birlikte, menopoz öncesi sorunları gidermede kullanılabilir.

Menopoz Nedenli Yorgunluklar

Yumurtalıklar artık işlevini yitirmiştir. Progesteron ve östrojen üretimi durmuştur. İlk zamanlar altı ayda, bire inen adet görme, artık tamamen bitmiştir. Menopoza giren kadın tedavi görmezse kendini depresif, yorgun ve sinirli hisseder. Ateş basmaları ve ardından gelen soğuk terleme kadını oldukça yıpratır. Migren başlayabilir. Menopoza giren kadın kilo almaya başlar, saçları dökülür, cildi parlaklığını ve esnekliğini kaybeder. Kemik ağrıları başlar.

Osteoporoz neticesinde kemiklerin gücü azalır. Dışarıdan takviye edilen östrojen hormonu kemikleri güçlendirir ve osteoporozu durdurarak, kalp – damar rahatsızlıklarının oluşmasına engel olur. Bunlar dışında menopoz dönemindeki kadınlar bazen aşk yapmaya karşı isteksizlik duyabilir. Daha ciddi sağlık sorunlarıyla karşılaşılmaması için, menopoz dönemindeki kadınların yılda en az iki kere bir endokrinoloji uzmanına kontrollerini yaptırmaları ve bir jinekolog tarafından vajina, rahim ve göğüs muayenelerinin gerçekleşmesine dikkat etmelidir. Senede iki kere kan tahlilleriyle şeker ve yağ oranı kontrol edilmelidir.

Sağlıcakla Kalın.

#Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın!

Yazar: Annemce

Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir