in

Kadınlar Kısırlaştırma Yaptırırken Nelere Dikkat Etmeli?

Gönderi paylaş:

Arzuladığı çocuk sayısına sahip birçok kadın, doğum kontrolünde en güvenilir yol olan kısırlaştırma yöntemine başvurur. Fakat bu kararı vermek hiç de o kadar kolay değildir, iyice düşünmeyi ve ona göre karar vermeyi gerektirir. Çünkü bu adımla doğurganlığa veda edilir. Bu da bir daha çocuk doğuramamak anlamına gelir. Gerçi bazı ameliyat yöntemleriyle yeniden doğurgan olma özelliğine kavuşulabilir, fakat bunu gerçekleştirebilmek için çok ciddi ameliyatlar gereklidir. Bu ameliyatın başarı oranı da yüzde 40 – yüzde 85 arasındadır. Kısırlaştırma yöntemini uygulamak isteyen kadınlarda aşağıdaki şartlara dikkat edilmelidir:

Karar iyice düşünülüp verilmiş olmalıdır ve bu konuyu doktorla konuştuktan bir ay sonra yeniden konuşulması tavsiye ediliyor. Bu karar tamamen kadının kararı olmalı, kadın eşinden etkilenmemiş olmalıdır. Kadın ne eşinden, ne doktorundan ne de başkalarından etkilenmemelidir. Eşi bu konuda bilgilendirmek yeterli değildir. En ideali çift kimin kısırlaştırılacağı konusunda düşünüp karar vermelidir.

Kadın kararını sağlıklı bir ruh haliyle vermelidir. Karar, kürtaj, düşük veya buna benzer bir olaydan sonra verilmemelidir. Böyle bir olaydan hemen sonra kadın kısırlaştırmanın negatif ve pozitif yönlerini sağlıklı düşünemez.

Karar kesin değilse, kadının ruhsal durumu bozulabilir Kısırlaştırma sadece bedensel olarak değil, aynı zamanda ruhsal olarak da kadını etkiler. Psikologlara göre, bir daha asla çocuk istememek, çocuk yapmamaya karar vermekten çok ayrı bir şeydir. Böyle bir ameliyattan sonra bazen kadınların ruhsal durumları bozulabilir, kadın hassaslaşabilir ve içine kapanabilir. Kısırlaştırmadan sonra, bu konuyla ilgili rüyalar görebilirler. Bunlar çok normaldir ve değişim süreci için gereklidir.

Kadının bu olayı nasıl atlatacağı tamamen onun kararı verirken bulunduğu ruh haline bağlıdır. Bir araştırmaya göre, böyle bir kararı veren kadınların yüzde 50’ye yakın bir bölümü eşlerinden, annelerinden veya doktorlarından etkilendikleri görülmüştür. Her üç kadından biri bu kararı verirken ilişkileri kötü bir dönemdedir ve bunu bir kaçış, bir kurtuluş olarak görür. Bu nedenle de daha sonra yaptıklarından pişmanlık duyarlar ve verdikleri karadan dönmek isterler. Kadın yeni bir eş bulduğunda, onunla ortak yeni bir çocuk isteyebilir. Çocuk konusunda yeni eşleri onları farkında olmadan baskı altına alabilir ve bu nedenle de kadınlar bunalıma girebilir.

Kadınlarda kısırlaştırma yöntemleri

Kısırlaştırma tıbben erkeklerde daha kolay (erkekler de bu ameliyat lokal anesteziyle yapılırken, kadınlar da tam narkoz altında yapılıyor) olmasına rağmen kadınlar erkeklere oranla bu yola dalla fazla başvuruyor. Kısırlaştırmayı gerçekleştirmek için en çok laparaskopik yöntem uygulanır. Bu yöntemi uygulamak 15 dakika kadar sürer ve hastanede kalma süresi çok kısadır veya ameliyattan hemen sonra da eve gidilebilir.

Doktor göbek bölgesine küçük bir kesik atar ve ince bir boru şeklindeki laparoskopu içine sokar. Bu sayede bir ışık yardımıyla karın boşluğunun içini görebilir ve karnın içine karbondiyoksit verebilir. Karbondioksiti vermesinin nedeni, diğer organların, özellikle de bağırsakların zarar görmesini engellemektir. Kasık bölgesine attığı ikinci bir kesikle özel bir alet kullanarak yumurta kanalını elektrikle üretilen bir ısıyla yakar (Endokoagulasyon). Bu işlem, emin olmak için, çoğu zaman yumurta kanalının iki tarafına da yapılır.

Laparoskopi yapıldıktan sonra omuzlarda veya karın bölgesinde ağrılar olabilir. Çünkü diyaframı besleyen sinir, omuzlara kadar ulaşır ve karbondiyoksit gazından etkilenir. Pek tercih edilmeyen bir başka yöntem ise laparotomi’dir. Bu yöntemde kadının karnı kesilir. Bu yöntemi doktorlar genellikle başka bir işlem daha yapılması gerektiğinde uygular. Yumurta kanalı ya bağlanır ya da tamamen çıkartılır. Bu işlem doğum sonrası döneminde olan bir kadın kısırlaştırılacağı zamanda kullanılır. Bunun nedeni rahim ve yumurta kanalı o dönemde henüz daha aşağı inmemiş olmasıdır. Yumurta kanallarını yakmak veya bölmek emin bir yöntem olmayabilir. Çün

Kadınlar yeniden aynı sikluslarına dönerler

Vajinadan girerek yapılan ameliyatlar artık pek yaygın değildir. Çünkü, ne kadar steril edilirse edilsin vajinada her zaman biraz mikrop vardır ve bir enfeksiyona yol açabilirler. Ayrıca vajinanın dar olması ameliyatı zorlaştırabiliyor. Bu kısırlaştırma yönteminde vajinanın arka kısmına bir kesik atılır ve bu kesik ileride seks sırasında ağrılara neden olabilir.

Kısırlaştırmadan sonra kadının vücudunda herhangi bir değişiklik olmaz. Hormon üretimi eskisi gibi devam eder, normal siklus ve yumurtlama olur. Yumurta, yumurta kanalında kesilen yere kadar ulaşır. Orada mukoza zarına ulaşır ve dağılır. Birde histeroskopi yöntemi ile tüplerin rahim tarafındaki kısmına tıkaç konabilir, yakılabilir veya kimyevi maddelerle yakılabilir. Tıkaç ise tekrar çıkarılabilir. Diğer yöntemler daha kalıcıdır.

Kadın kısırlaştırılma kararını belli bir ruhsal hazırlık döneminden geçtikten sonra, olayın negatif ve pozitif yönlerini  iyice düşünüp, kimsenin etkisinde kalmadan verirse problemler yaşanmaz. Fakat karar verirken başkalarının etkisinde kalırsa, yani eşinden, annesinden veya başkalarından etkilenirse ameliyattan sonra kararından vazgeçebilir ve ruhsal durumu bozulur. Bu nedenle kararını tek başına vermeye çalışmalıdır. Bu kararı düşünüp verdikten sonra ruhsal durumu çok fazla sarsılmaz.

Kısırlaştırma yöntemine karar vermiş olan kadınların normal seks hayatları devam eder. Hatta cinsel yaşantıları daha da iyi olur. Çünkü gebe kalma endişeleri yoktur ve cinselliği doya doya yaşama olanakları vardır.

Sağlıcakla Kalın.

#Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın!

Yazar: Annemce

Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir