İçindekiler
İkinci çocuk kararını vermek anneler için zordur. Her şeyi yeni baştan yaşamak zorunda olmak. Uykusuz geceler, bebek ağlamaları…
Hadi akşama görüşürüz!” deyip, bir öpücük bana bir tane de oğlumuz Ahmet’e konduran eşim işine gidiyor. Ahmet’le birlikte camdan el sallıyoruz… Ahmet’in babasına düşkünlüğü beni çok mutlu ediyor. Üç kişilik mutlu bir aile olduğumuzu düşünüp seviniyorum. Ama eşim üç kişi değil de dört kişi olmamızı istiyor. Gerçek bir ailenin dört kişiden oluştuğunu savunuyor. Şu anda 34 yaşındayım, eşim de 37 yaşında, gerçekten de ikinci bir çocuk yapacaksak acele etmeliyiz. Ahmet’in bir oyun arkadaşı olmasını istiyorsak, ona göre hareket etmeliyiz. Kardeşlerin arasındaki yaş farkı çok fazla olduğu zaman birbirlerine arkadaş olamayabiliyorlar, bunu biliyoruz.
Oğlumuz 20 aylık, bir yıl sonra hamile kalırsam, bebek doğduğunda Ahmet 3,5 yaşında olacak. Fakat henüz yeni bir çocuğa karar vermedik. Çünkü ben ikinci bir çocuk isteyip istemediğim konusunda kararlı değilim.
Eşimle bu konuyu çok tartıştık, bazen sakin sakin, bazen de sinirli bir şekilde… Birçok kez de eşim kararsızlığıma sinirlendi. Tabii, aslında onun için bir problem yok. O ikinci çocuk olsa da olmasa da yine işine ve normal alıştığı hayata devam edecek.
Bense, yine işimi bırakmak zorunda kalacağım, yine bebek bezleri değiştireceğim ve tam rahata kavuştuğumu düşündüğümde yine geceleri uykusuz kalacağım. Gerçi bütün bunlar sitem değil, eşim gerçekten çok iyi bir baba, bana elinden geldiğince yardımcı oluyor. Çocuğumuzla da çok ilgili. Ama yine de evin ve çocuğun yükünün çoğunu ben taşıyorum.
İkinci Çocuk Konusunda Çok Kararsızım
Geçenlerde bir arkadaşımla karşılaştım. Onun da bir çocuğu var ve ikinci bir çocuk istemiyor. Ve kız kardeşimin, o şu an yeniden hamile, ikinci bir çocuğu olacak. İkisi de kararlarını verebilmişler. Ne kadar güzel…
Keşke ben de kararımı verebilsem… Düşünüyorum da, ilk bebeğimde de mi bu kadar zor karar vermiştim? Hayır, ilk çocuğumu gerçekten istiyordum ve karar vermekte de hiç zorlanmadım.
Ben anne olmak istiyordum, annelik duygusunu yaşamak ve bir çocuğu büyütmenin hazzını tatmak istiyordum. Ve bu duyguları Ahmet’le birlikte yaşadım. Ahmet’ siz bir yaşam artık düşünemiyorum. Onunla birlikte geçen 20 ay hayatımın en mutlu, bir o kadar da yorucu aylarındandı. İşte bütün bunları tekrar yaşamak isteyip istemediğime bir türlü karar veremiyorum.
Eşimi bazen kıskanıyorum. Sabahları kalkıp bürosuna gidiyor ve orada iş arkadaşlarıyla ilginç toplantılara giriyorlar. Hayatında bir hareket var. Bense, sürekli olarak evdeyim ve ev işlerinin yanı sıra hep çocukla ilgilenmek zorundayım. Hayır, çocuğumu seviyorum ve onun hayatımdaki yerini hiçbir şeye değişmem.
Ev işleri ve çocuk bakımının dışında da zevkle yapabileceğim bir sürü başka şeyler var. İşte, ben bunları ve işimi özlüyorum. Ahmet biraz daha büyüdüğü zaman belki yeniden yarım günlüğüne de olsa işime dönebilirim. İşime geri dönmek istemem sadece para kazanmak amaçlı değil. Çalıştığım zaman kendimi daha verimli hissediyorum.
Yeniden Bir Bebekle Baş Edebilecek miyim?
İkinci bir çocuk olduğunda ise yeniden çalışma fikrimden vazgeçmek zorunda olacağım. Çünkü çocuklarıma kendim bakmak isterim, bir bakıcıya verme taraftarı değilim. Ahmet büyüdüğüne göre, artık yeniden eşimle birbirimize vakit ayırabileceğimizi düşünüyordum. Yeniden sinemaya, tiyatroya gidebilecektik. Birbirimize yine vakit ayırabilecektik, oysa ikinci bir çocuk olduğunda birbirimize ayıracak vaktimiz olmayacak. Acaba yeniden minicik bir bebekle baş edebilecek miyim? Ahmet’in bebekliğini düşünüyorum da, ne çok ağlardı.
Bedenen ve ruhen ne çok zorlanmıştım. Belki ikinci çocuk daha uysal olur,’ ama bunun hiç bir garantisi yok. Ya ikinci çocuk da aynı Ahmet gibi huysuz olursa? Ne yaparım o zaman? Bugüne kadar hiç bir başka insan sinirlerimi Ahmet kadar zorlamamıştı.
Ahmet doğduktan hemen sonra, onu kucağıma verdiklerinde, nasıl bir çocuk olacağını tahmin edemezdim. O anı düşündüğümde bile ağlayabilirim. Bebeğimi kucağıma verdiklerinde ne kadar duygulanmıştım. Göğsümden ilk defa süt içtiğini, onu nasıl yıkadığımızı ve üçümüzün yatakta saatlerce yattığını düşündükçe içimi bir sıcaklık sarıyor.
Hastaneden çıkıp, bebekle eve geldiğimizde eşimin nasıl bebeğin başından ayrılmadığı, onu nasıl hayranlıkla izlediği gözlerimin önüne geliyor.
Ahmet’in altını bağlarken, onu yıkamaya çalışırken ne çok acemilik çekmiştik. Eşimle ben sanki o zamanlar birbirimize daha da yakındık.
İlk Baba Dediğinde Çok Mutlu Olmuştuk
Küçük bebeğimiz biraz rahatsızlandığında duyduğumu üzüntüler, ilk gülümsemesi ya da ilk defa “anne” dediği gün ne çok mutlu olmuştuk… Tüm bu hatıralar gözümün önünde canlandığında, yeniden bir bebek özlemi kaplıyor içimi.
Dünyaya yeni bir insan getirmek, onun yavaş yavaş nasıl büyüdüğünü görmenin hazzını yaşamak, onu sevmek ve onun tarafından sevilmek duygusunu yeniden yaşamak istiyorum. İkinci bir kez minik bir varlığın yakınlığını hissetmek, onu büyütmek ve bana ihtiyacı olduğunu bilmek tüm bunları yeniden yaşamak güzel bir duygu.
İkinci bir bebeğim olursa, aynı ilk bebeğimde yaptığım gibi onu emziririm. Fakat ikinci bir çocuk isteyip istememe konusu sadece eşim ve beni ilgilendirmiyor. Oğlumuz Ahmet’i de ilgilendiriyor. Eşim çocuğumuzun tek çocuk olmasını istemiyor. Çünkü eşim tek çocuk olarak büyümüş ve her zaman bunun ezikliğini (kendisine göre öyle) hissetmiş. Her zaman daha büyük bir ailenin özlemini duymuş. Anne ve babası, tek çocuk olduğu için tüm sevgilerini, ama sadece sevgilerini değil, aynı zamanda eleştirilerini, korkularını ona yöneltmişler.
Ahmet’in tek çocuk olmaktan mutsuz olmasını da istemiyorum. Belki ikinci bir çocuk benim işimi daha da kolaylaştırır. İkisi birbirlerine arkadaş olurlar ve ben de biraz kendime vakit ayırabilirim. İkinci çocuğa bakmanın daha kolay olduğu söylenir hep. Çünkü insan ilk çocukta acemilik çeker ve ikincisinde çocuk bakımında deneyim kazanmış olur. Böylece bakımı daha kolaylaşır.
İkinci çocuğumuz acaba kime benzerdi? Gözleri acaba babasınınkiler gibi mavi mi yoksa benimkiler gibi kahverengi mi olurdu? Bebeğin cinsiyetinin ne olacağının hiç bir önemi yok. Aslında “Poyraz” güzel bir isim, belki de “Ayşe” olmalı?
Eşimden bana karşı anlayışlı olmasını bekliyorum
Şu anda sanki ikinci bir çocuğumuz olması konusunda karar vermiş gibiyim. Ama aslında tam bir karara varamıyorum. Çünkü her iki durumun da olumlu ve olumsuz tarafları var. Acaba “Hayır ben bir tek çocuk istiyorum” desem, eşim bu kararımdan dolayı bana kızar mı?
Bu kararım yüzünden ilişkimizin olumsuz etkilenip, evliliğimizin krize girmesinden korkuyorum. Kararım tek çocuk olursa, çocuğuma karşı suçluluk duygusu yaşamaktan da korkuyorum. Onu kardeşsiz bıraktığım için bana kızabileceği düşüncesi de beni endişelendiriyor.
Peki, ikinci bir çocuk istediğimi bildiren bir karar verdiğimde acaba daha mı mutlu olurduk? Acaba ben bu karardan dolayı huzur mu duyardım? İşte, bütün bunlar hala kafamın içinde birer soru işareti. Eşimden tek bir isteğim var, o da bana karşı anlayışlı davranması ve beni acele karar vermek zorunda bırakmaması.
Sağlıcakla Kalın.