in

Hamilelikte Ultrason Bebeğe Zarar Verir Mi?

Gönderi paylaş:

Hamilelikte hamile kadının en büyük güvencesi, ultrasonografidir. Ultrasonografi, artık modern tıbbın, obstetrik takiplerde mutlaka başvurduğu, hasta için yorucu ve zararlı olmayan bir yöntem. Bugün için özellikle hamile kadının en büyük güvencesi. 1958 yılında, uzun yıllarını denizaltında geçiren “Ian Donald” adlı bir İskoç, edindiği tecrübelerle sonar tekniğinin tıpta da kullanılabileceğini ispatladığında, bunun doğuma hazırlanan kadınlar açısından ne kadar büyük bir ilerleme olduğunu herhalde düşünmemişti. Buluşun bu ilk adımlarından sonra geliştirilen teknikle, ana karnındaki cenin ultrason aleti sayesinde rahatlıkla incelenebildi. Bugün artık anneler doğacak bebeklerini aylar öncesinden görüp, cinsiyetini de önceden anlayabilme şansını yakalıyor. Ancak bu tekniğin asıl amacı, ceninde herhangi bir gelişim bozukluğu olup olmadığını saptayabilmek.

Bu mucizenin ilk keşfedildiği yıllarda, kadınların hamilelik süresince, 10 kare hatta bazen daha da fazla, ultrason tetkiki yaptırmak istediklerini hatırlatıyor. “Bugün artık her şey düzene girdi. Anne adayları da hekimler de hamilelik boyunca yalnızca iki kez ultrasona girmenin yeterli olduğunu biliyorlar.

Hamileliğin hangi dönemlerinde ve ne sıklıkla ultrason yaptırılmalı?

Almanya’da uzmanlar tarafından belirlenen bir hamilelik programına göre, ilk ultrason tetkiki hamileliğin ilk 20’inci haftası içinde, ikinci tetkik ise ikinci 20 hafta süresince yaptırılmalı ki anormal bir gelişme varsa hemen müdahale edilebilsin. Ve normal dişi, özellik belirten gebeliklerde bu inceleme, üç kez ya da daha sık yapılabilir. Örneğin düşük tehdidinde, gerekirse kanamanın yerini, kanamanın miktarını, bebeğin yaşayıp yaşayamayacağını (viabilitesini) plasentanın lokalizasyonunu bilmek açısından, üç, dört hatta beş kez ultrasonla kontrol yapılabilir. Bu aşamada ultrasonun zararlı olmadığını söyleyebiliriz.

Gebeliğin son dönemlerinde de çok rahatlıkla uygulanabilir. Hatta bebeğin geliş pozisyonunu, doğum kanalıyla ilişkisini tespit edebilmek, ayrıca eklampsi, diyabet gibi özellik arz eden teşhislerde, hem anne hem de bebeğin sağlık durumunu kontrol edip, onları daha rahat bir şekilde doğuma hazırlayabilmek için ultrasonografiye başvurulur. Bugün ultrasonografinin çok daha geliştirilmiş bir şekli olan doppler-ultrasonografik değerlendirme sayesinde, göbek kordonundaki kan akım hızı tayin edilerek, bebeğin canlılığı, viabilitesi, doğuma hazırlığı, hatta doğum zamanının, saptanması, böylece de doğum şekli için karar verilmesi mümkün olabiliyor.

Gerçekten de ilerleyen teknoloji sayesinde, bugün ultrasonografik tetkikler sırasında cenin, fölyef şeklinde belirlenebiliyor. Görüntü çok daha netleşiyor. Ellerin, ayakların şekli, yüzün biçimi, beynin formu, olduğu gibi net bir şekilde belirlenebiliyor. Çok daha gelişmiş, doppler aletleri sayesinde ise, hem cenin renkli bir şekilde gözler önüne seriliyor, hem de ceninin tüm damarları, kanının akışı ve de en önemlisi, omurilik içindeki damar ağı olduğu gibi İzlenebiliyor. Böylece ceninin gerçek bir dolaşım haritası çıkarılıyor. Anne ile bebek arasındaki dolaşım tüm ayrıntıları ile görülebiliyor. Doppler aygıtının sağladığı bir başka görüntü ise, bebeğin yutkunmasını izlemeye olanak sağlaması.

Hamilelikte Ultrasonun Önemi?

Hamile kadının en büyük korkusu dünyaya sakat ya da gelişme bozukluğu gösteren anormal bir çocuk getirmektir. Bugün hala bu konuda yüzde bir oranında da olsa bir risk söz konusu. Neyse ki, tip dünyasındaki gelişmeler sayesinde bu tehlike sınırlandırılabiliyor. İşte bu nedenle hamile kadın düzenli olarak kontrol altında bulundurulmalı. Kızamıkçık, toksoplasmoz, frengi gibi hastalıklara karşı korunabilmek için dikkatli davranmalı, doktoruna sormadan, bilinçsizce ilaç almamalı, bilinçli olarak yakın akrabalarıyla evlenmemeli.

Bebeğin sakat olarak dünyaya gelmesini önlemenin bir yolunun da ultrasonografi olduğunu belirtmiştik. 20’inci aydan itibaren, ceninin yapısındaki bütünlüğü kontrol edebilmesi, yine kalbinin çalışmasını, böbreklerini, idrar kesesini, beyninin şeklini, omurgasının durumunu, tavşan dudağı gibi bir şekil bozukluğunu bile saptayabilmesi sayesinde bu tetkik gerçekten mucizeler yaratıyor.

Sağlıcakla Kalın.

#Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın!

Yazar: Annemce

Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir