in

Hamilelikte Göz Sağlığı ve Göz Bozuklukları

İçindekiler

Gönderi paylaş:

Birçok anne adayı, hamilelik süresince bebeğin gelişimiyle ilgili değişimlerle uğraşmaktan diğer organları etkileyen sorunların farkına varmaz. Hamilelik boyunca tüm vücutta, özellikle de gözlerde önemli fizyolojik değişimler olabileceğinin unutulmaması gerekir.

Normal bir hamilelik sırasında tüm vücutta olduğu gibi gözlerde de birtakım değişiklikler oluşur. Bunların çoğu kadının vücudundaki hormonal değişimlerle ilişkili olarak ortaya çıkar ve hamileliğin sona ermesi ya da laktasyon dönemi sonrasında kendiliğinden ortadan kalkar. Bunun yanı sıra bazı göz hastalıkları normal hamilelik döneminde daha sıklıkla görülebilmektedir.

Yine toksemi gibi hamileliğin normal gitmediği durumlarda bazı ciddi göz bozuklukları ortaya çıkabilmektedir. Bunlar doğrudan gözün kendisi için bir tehlike oluşturmanın yanı sıra bu hastalıkların izlenmesi ve ağırlık derecesinin belirlenmesi açısından da önem taşır. Ayrıca daha önceden var olan bazı göz hastalıkları da hamilelik döneminde artma ya da alevlenme gösterebilir. Doğum sırasındaki zorlanmalar da gözlerde bazı sorunlara neden olabilir.

Hamilelikte ortaya çıkan fizyolojik göz değişimleri

Bilindiği gibi hamileliğin ilk günlerinden başlayarak anne adayında önemli hormonal değişimler olmaktadır. Tüm vücutta olduğu gibi kornea tabakasında su tutulması sonucunda, gözün refraksiyon değerlerinde bir değişme ortaya çıkar. Hiç gözlük ihtiyacı olmayan bir anne adayında myopi ya da astigmatizma ortaya çıkabilir ya da mevcut kırma kusuru artış gösterebilir. Anne adayı bu değişimleri farkettiğinde bir göz hekimine başvurmalıdır.

Tüm bu refraksiyon değişimleri geçici olup doğumdan sonra birkaç hafta içinde kaybolur. Bu yüzden hamilelikte çok zorunlu durumlar dışında gözlük değişimine gidilmemesi önerilir. Bu süre içinde değişiklik yapılsa bile doğumdan sonra tekrar bir göz muayenesi yapılmalıdır. Bazı anne adayları önceden rahatlıkla taktıkları kontakt lenslerin hamilelik döneminde kendilerini rahatsız etmeye başladığını far kederler. Bu da hormonlardaki değişimlere bağlı olarak, kornea ve gözyaşında meydana gelen değişikliklerle ilgilidir. Bazen hamilelik döneminde lenslere ara vermek gerekebilir ve genellikle doğumdan iki ay sonra yeni kontakt lensler kullanılmaya başlanabilir.

Hamilelik sırasında geçici bir uyum azalması bildirilmiştir. Bu bazen süt verme döneminde de devam edebilir. Anne adayında, normalde ileri yaşlarda oluşan presbiyopide olduğu gibi yakını görme güçlüğü ortaya çıkabilir.

Hamilelik sırasında ortaya çıkabilen göz bozuklukları

Hamilelik sırasında en sık görülen önemli komplikasyonlardan biri tansiyon yükselmesi ile birlikte görülen preeklampsi ya da eklampsi tablosudur. Çok ciddi bir sorun olan eklampsi, yani hamilelik zehirlenmesi özellikle hamileliğin 20. haftasından sonra ortaya çıkan bir komplikasyondur. Eklampsi sırasında çok ciddi göz bulguları ortaya çıkar. Bu göz bulguları aynı zamanda olayın tanısında ve şiddetinin belirlenmesinde de çok önemlidir. Bu dönemde tespit edilen bu ciddi bulgular bazen kalıcı görme kayıplarına yol açabilir.

Hamilelik zehirlenmesine bağlı olarak ortaya çıkan belirtiler göz arkasının oftalmoskopik muayenesiyle kolaylıkla belirlenebilir. Retina ve koroid damarlarının etkilenmesi ile tipik bir bulgu olan eksudatif retina dekolmani, retinal kanamalar ve görme sinirinde ödem ortaya çıkabilir. Sonuçta görme çok ciddi bir şekilde azalabilir.

Bu ciddi bulgular genellikle hamileliğin sonlandırılmasından bir kaç hafta sonra sekelsiz iyileşirler ancak bazen görme azlığı kalıcı da olabilir. Hamilelik toksemisinin sonuçları oldukça ciddi ve önemli olduğundan kan basıncı yükselen her hamile mutlaka göz kontrolünden geçirilmelidir. Daha önce de belirtildiği gibi göz dibindeki bulguların izlenmesi tokseminin gidişinin değerlendirilmesi açısından son derece önemlidir.

Hamilelik öncesinde varolan göz hastalıkları

Bu hastalıkların başında şeker hastalığından (diyabet) söz etmek gerekir. Diyabetik retinopati (şeker hastalığına bağlı göz kanamaları) bulguları hamilelik döneminde belirgin bir artma gösterebilir. Lazer tedavisinin gündeme girmesinden önceki dönemlerde hamilelikteki bu alevlenme nedeniyle görmesini yitiren pek çok hasta olurken günümüz imkanlarıyla bunu önlemek kolaylaşmıştır. Bu nedenle bu tür hastalar hamilelik öncesinde mutlaka değerlendirilmeli ve hamilelik sırasında sorunların artacağı bilinerek gereken olgularda başlangıçta lazer tedavisi uygulanmalıdır.

Şeker hastalığına bağlı göz kanamaları (retinopati) için hamileliğin başında yapılan göz muayenesi her üç ayda bir tekrarlanmalı ve doğumdan sonraki üç aya kadar devam etmelidir. Hamilelik döneminde bir hastaya lazer tedavisi yapılmasının anne ve bebek üzerinde hiçbir zararlı etkisi söz konusu değildir. Aynı şekilde gerekirse hamilelik döneminde göz anjiografisi de çekilebilir.

Diyabette kuşkusuz esas olan metabolik kontrol ve şeker düzeyinin kontrolüdür. Ayrica kan basıncı yüksekliği de önemli bir risk faktörüdür. Diyabeti olan kadınların hastalığın neden olduğu metabolik bozukluklara maruz kalmadan, olabildiğince erken yaşlarda hamile kalmaları kendi sağlıkları açısından önerilebilir. Çünkü diyabetik retinopatinin (göz kanamaları) derecesi doğrudan diyabetin süresi ile ilgilidir.

Guatr olarak bilinen tiroid bezi hastalıklarında ortaya çıkan göz bulguları, yani tiroit oftalmopatili olgular da doğum sonrası dönemde yakından gözlemlenmelidir. Doğum yapma çağındaki kadınlarda göz tansiyonu (glokom) oldukça ender görülen bir sorundur. Ancak normal hamileliğin göz içi basıncında düşmeye yol açtığı bilinir. Bu nedenle anne adayı glokomlu ise hamilelik dönemi göz tansiyonu üzerine olumlu etki oluşturur.

Doğumun göz üzerine etkileri

Doğum işleminde gözleri etkileyen faktör, Valsalva manevraları, yani zorlamalardır. Bu zorlamalar sırasında maküler hemoraji (görme noktasında kanama) olabilir, bu da ani bir görme azalmasına yol açabilir. Ayrıca retinanın diğer bölgelerinde görmeyi etkilemeyen kanamalar da oluşabilir.

Çok yüksek dereceli miyoplarda doğumdaki zorlamalar sonucunda retina dekolmanı gelişimi olasılığı vardır. Bu nedenle, yüksek miyopili olgular hamileliğin başlangıcında dekolman riski yaratabilecek retinal delik veya dejenerasyonlar yönünden incelenmeli, varsa bunlar lazer tedavisi ile kapatılarak zararsız hale getirilmelidir.

Sağlıcakla Kalın.

#Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın!

Yazar: Annemce

Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir