Bebek için yaşamsal önem taşıyan göbek kordununda görülen anomaliler, bebeğin ani ölümüyle sonuçlanabilir. Göbek kordunu anomalilerinin belli bir sebebi olmadığı gibi, önlenmesi de mümkün değildir. göbek kordonu rahim içi yaşam süresince anneyle fetüs arasındaki besin ve gaz alışverişini sağlayan plasentanın bir parçasıdır. Normalde kordonun içinde iki umblikal arter (atardamar) ve bir umblikal ven (toplardamar) bulunur. Bu damarlar “Wharton jeli” olarak adlandırılan özel bir destek maddesi içerisinde yer alırlar. En dış bölüm ise amnios ve koryon zarları ile örtülüdür. Göbek kordonunun ortalama uzunluğu yaklaşık olarak 55-60 cm (30-100 cm) ve kalınlığı da 2.5-3 cm’dir.
Doğumda komplikasyon çıkmaması için göbek kordonunun uzunluğu 40 cm’den kısa olmamalıdır. Göbek kordonu bebek için yaşamsal bir önem taşır. Çünkü bu kordon bebeğin anneyle olan tek bağlantısıdır. Göbek kordonu, rahim içi yaşamda bebeğin göbeğiyle plasenta arasındaki bağlantıyı ve fetusun beslenmesini sağlar. Anneden alınıp sindirilen besinler, umblikal kordon (göbek kordonu) sayesinde bebeğe ulaşır. Bu, solunum yoluyla oksijen alabilmek ve karbondioksit atabilmek için tek yoldur.
Göbek kordunu anomalileri nelerdir?
Kordona bağlı olarak gelişebilecek sorunlar; kordonun uzun ya da kısa olması, düğümlenmesi, dolanması, plasentaya anormal bağlanması ve sarkması olarak özetlenebilir.
Kısa Kordon
Göbek kordon boyunun 35 cm’den kısa olduğu durumdur. Kordon kısalığı söz konusu olduğunda bebeğin inişi engellenebilir. Yani, bebeğin başının ya da makatın angaje olmasını engelleyerek, bebeğin doğum kanalından geçişini geciktirebilir. Göbek kordonu kısalığı, plasentanın erken ayrılmasına da neden olabilir.
Uzun Kordon
Göbek kordon boyunun 80 cm’den uzun olması durumudur. Bu durum göbek kordonunun düğümlenme, dolanma ve sarkma ihtimalini artırır. Bebeğin başı tam oturmadan doğum başlar ve su kesesi açılırsa, uzun kordonda sarkma görülebilir.
Göbek Kordonu Düğümlenmesi
Göbek kordonunu doğal olarak boşlukta, sıvı içerisinde sallanan elastik bir boru gibi düşünmek gerekir. Kordonda gerçek düğüm, doğum başına yüzde 0.3 – 2.1 oranında, ortalama yüzde 1 doğumda görülür. Gerçek düğüm dediğimiz olay, bebeğin hareketleriyle kordunun düğümlenmesidir. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Kordondaki kan akımının azalması fetüsün ölümüne neden olabilir. Kordonda yalancı düğüm ise, kordon içerisindeki damarların, varis benzeri genişlemeleri ile görülen bir durumdur.
Kordon Dolanması
Kordon dolanması, kordonun bebeğin boynuna veya değişik vücut kısımlarına dolanmasıdır. Genellikle uzun kordonla birlikte görülür. Boyunda kordon varlığı canlı doğumların yüzde 25’inde gözlenir. Bunların yüzde 21’inde kordon boyuna bir kez dolanmıştır.
Bunun doğum bilgisi açısından hiçbir önemi yoktur, ayrıca sezaryen müdahalesi de gerektirmez. 2 veya 3’ten daha fazla kordon dolanması varsa, bebeğin aşağıya inişiyle birlikte kordonun sıkışmasına ya da kan akımının durmasına sebep olabilir. Bu da bebeğin ölümüyle sonuçlanabilir. Bildirilen en fazla sayı, kordonun boyuna 9 kez dolanmış olmasıdır. Kordonun boyun dışında vücudun başka bir organına dolanma ihtimali yüzde 0.5 – 2 oranındadır.
Kordon Sarkması
Kordon sarkması, su kesesi açıldığı esnada, kordonun bebeğin önde gelen kısmından daha önce dışarı çıkmasıdır. Bu göbek kordonu anomalisi doğumların yüzde 0.2 – 0.6’sında görülür. Kordon uzun olup sarktığı takdirde, rahim kasılmalarıyla birlikte kordondaki dolaşım bozulabilir ve bebeğin ölümüne neden olabilir.
Uzun kordon dışındaki nedenleri arasında malprezentasyon (bebeğin gelen kısmına bağlı sorunlar), düşük doğum ağırlığı, çok doğum yapmış olma, çoğul gebelik ve su kesesinin yapay olarak sıklıkla erken ve gerekli uygun koşullar oluşmadan açılması sayılabilir. Bebek canlıysa sezaryen ya da operatif bir girişimle doğurtulmalıdır.
Kordonun Plasentaya Girişinde Görülen Anomaliler
Göbek kordonu genellikle plasentaya ortadan bağlıdır. Eğer plasentaya kenarından girerse “marjinal plasenta” ya da “vallemantöz insersiyon” dan söz edilir. Tek gebeliklerde yüzde 1 oranında görülürken, ikiz ve üçüzlerde daha sık görülür. Su kesesi açıldığında başlayan ani kanama ile belirti verebilir. Bu gibi durumlarda gelen kan, fetüs kaynaklıysa, acil olarak doğuma gidilmelidir.
Kordonda Tek Alter Varlığı
Gebelerde yüzde 0.2 – 1.1 oranında kordonda tek atardamara rastlanılabilir. Bu durumda fetüste anomaliye rastlanma oranları daha yüksektir. Bu anomaliler genellikle idrar yolları ve kalple ilgilidir. Kordonda tek atardamarı olan bebeklerde yüzde 25 – 30 oranında genetik sorun olduğu bildirilmiştir. Bu nedenle bu bebeklerin doğum sonrası ayrıntılı incelenmesi ve takibi gereklidir.
Göbek kordonu anomalileri nasıl önlenir?
Kordonla ilgili sorunlar tümüyle gelişimle ilgili olarak ortaya çıkan durumlardır. Bu nedenle önlemler almak mümkün değildir. Doğumdan önce kordona bağlı sorunların tanısı güç olduğundan, tedavi amaçlı yapılabilecek herhangi bir girişim söz konusu değildir. Ancak doğum sırasında, bebeğin kalp atışlarından, kan dolaşımındaki engeller saptanabilir. Sadece göbek kordonu anomalileri sonucunda oluşabilecek sorunlar engellenebilmektedir.
Sağlıcakla Kalın.