in

Eşim Horluyor, Uyuyamıyorum. Ne Yapmalıyım?

İçindekiler

Gönderi paylaş:

Uykunun en tatlı yerinde o sevimsiz gürültü ile uyanmak kimin hoşuna gider ki? Eşinizin horlaması sadece sizi değil onu da rahatsız eder, uykusunun sık sık bölünmesine ve ertesi günü yorgun geçirmesine neden olabilir.

Nefes almak için ağız ve burun kullanılabileceği gibi normalde nefes alma organı burundur. Burunun nefes alma organı olmasının en büyük nedeni, burun içerisinde bulunan konka adı verilen üç parça et yardımıyla içeri giren havanın vücut sıcaklığına getirilebilmesidir. Buruna giren hava, burnun içinde türbülans adı verilen bir takım hareketler yapar ve bu esnada da vücut ısısına yakın bir ısıya getirilir. Ayrıca, havanın içinde bulunan tozlar ve diğer zararlı partiküller burunda bulunan bir takım kılcıklar ve mukus salgısı yardımıyla tutulur. Buruna giren havanın çok kuru olmaması gerekir.

Mukus salgısı vasıtasıyla da havanın nemlenmesi sağlanır. Bazı vakalarda burunda patolojik bir durum söz konusu olabilir. Örneğin burnun orta bölmesinde eğrilik gibi bir deformiteye rastlanabilir. Bu eğrilikler doğuştan olabildikleri gibi doğumdan sonra ortaya çıkan travmalardan da kaynaklanabilir. Burun gelişmesi belli bir yaşa kadar devam eder. Burun gelişmesi tamamlanana kadar bu kemiğin ne kadar eğri olduğu ve kişinin ne kadar rahat nefes alıp alamayacağı belli olmaz. Ancak bazen bu eğriliğin çok fazla olduğu durumlarda küçük yaştaki çocuklarda bile bu tür nefes alma güçlükleri ile karşılaşılması mümkündür.

Çocuk bu gibi durumlarda tek tarafından nefes alır. Hatta bazen iki tarafa doğru da deviasyon görülebildiğinden çocuk burundan hiç nefes alamaz ve sadece ağızdan nefes alır. Bunun dışında çocuklarda geniz eti problemleri dolayısıyla da nefes almanın güçleştiği görülmektedir. Burun solunumu bozulduğunda ağız solunumu başlar. Ağız solunumu başladığı zaman da ağızda kuruma sorunu ortaya çıkar. Ayrıca ağızdan giren havanın temizlenmesi yeterli derecede gerçekleşmez ve vücut ısısına getirilmesi de sağlanamadığı için farenjit gibi sorunlar meydana gelebilir.

Horlamayı ortaya çıkaran etkenler

Burundaki deformiteler yani burun kemiği eğriliği horlama nedenlerinden bir tanesidir. Horlamayı asıl ortaya çıkaran etken ise, yumuşak damak adelelerinin titreşimidir. Burundan solunum olduğunda yumuşak damak adelelerinin titreşimi söz konusu değildir fakat ağız solunumu olduğunda yumuşak damak adelelerindeki bu titreşimler horlama nedeni haline gelir. Bu yüzden de horlama tedavi edilirken öncelikle burundaki eğriliğin düzeltilmesi yoluna gidilir. Bunun dışında aşırı büyük bademcik durumu da solunum pasajını daraltacağı için yumuşak damaklarda titreşime bağlı bir diğer horlama nedeni ortaya çıkarır. Bunların dışında kalan başka bir horlama nedeni de kilodur.

Kişinin kilosu arttıkça gereken kan miktarı da fazlalaşır. Bu kanın oksijenlenmesi gerektiği dolayısıyla da solunumun daha şiddetli bir şekilde gerçekleşmesi lazımdır. Aşırı kilolu insanlarda aşırı solunum gerçekleştiği zaman da yine horlama sorunuyla karşı karşıya kalındığı görülebilir. Kilo verildiği zaman bu horlama sorunu da ortadan kalkar.

Üst solunum yollarında ödemlere sebebiyet veren olayların başında alkol gelir. Biraz kilolu olan kişiler alkol de aldıkları takdirde horlama görülür. Alkol ilk olarak damarların genişlemesine sebep olur. Damarların genişlemesi ile birlikte burunda bulunan konka adı verilen etler büyür, şişer ve ödem oluşur. Bu ödem de havanın geçtiği alanı daraltır. Bunun dışında bademciklerde de şişmeler görülür, dolayısıyla yine alan daralır. Ayrıca, alkol adelelerde de bir gevşemeye sebebiyet verir, yumuşak damak adelelerinde görülen bu gevşeme de titreşimi artırır.

Yine alkole bağlı olarak dil de geriye doğru kaymaya başlar

Dilin geriye düşmesini engellemek için kişinin uyurken yan çevrilmesi horlamayı bir miktar azaltır. Hepimiz yattığımız zaman üzerine yatılan taraftaki burun deliğinden daha az nefes alırız. Örneğin sağ tarafa yatılıyorsa, sağ burun deliğinden daha az nefes alınır. Sağ burun deliğindeki konkalarda refleks yoluyla şişme meydana gelir. Bunu şöyle açıklamak mümkündür: Kişi sağ tarafa yattığı takdirde sağ akciğerin ezilmesi, dolayısıyla da sol akciğer kadar rahat bir şekilde genişleyememesi söz konusudur. Bunu sağlayan organ da burunun içerisindeki refleks merkezleridir. Akciğerlerin refleks merkezleri, burundaki sinüslerin ağzında bulunur. Dolayısıyla burun etlerinde meydana gelen şişme, yatılan taraftaki akciğere biraz daha az çalışması yönünde bir komut iletir.

Burunda bir deviasyon bulunduğu takdirde, kişinin bir burun deliği açık olacaktır. Kişi açık olan burun deliğinin üzerine yattığı zaman o taraf da tikanacağı için nefes alması mümkün olmayacaktır ve yine horlama ortaya çıkacaktır. Bu durumda kişi diğer tarafa çevrilir ve nefes alması sağlanır. Bu şekilde horlama da hafifletilmiş olur.

Horlamanın yaşla da ilgisi vardır. İnsanlar yaşlandıkları zaman ciltlerindeki gerginlik ortadan kalkar ve birtakım gevşemeler görülür. Ağız ve burun boşluğunu örten mukozalar için de aynı olay söz konusudur. Bu mukozalarda da gevşemenin ortaya çıkması nedeniyle horlama şikayetleri artabilir. Yorgunluk kaynaklı horlama da sık rastlanan bir başka konudur.

Çok yorulan insan biraz daha derin bir uykuya dalar. Derin uykuya giren insanların reflekslerinde meydana gelen zayıflama sonucu adelelerde bir gevşeme olur ve dolayısıyla horlama ortaya çıkar. Ayrıca aşırı strese ve gerilime bağlı horlamalara da rastlanmaktadır. Bu sebeple meydana gelen horlama şikayetleri, bir bardak ılık süt ya da sakinleştirici özellik taşıyan çeşitli bitki çayları ile organizmanın rahatlatılması sonucu ortadan kaldırılabilir.

Uyku apneleri

Bir gece içerisinde solunumun birkaç defa geçici bir süre duraklaması uyku apnesi olarak tanımlanır. Bu süre 25 – 45 saniye arasında değişebilir. Burun içi dokularının gevşemesi ve hava yolunu tıkaması sonucu bu apnelerle karşılaşılabilir. Bu yüzden horlamayla birlikte apne görülüp görülmediği de önem taşır. Beynin oksijensiz kalması sonucu refleks mekanizmaları devreye girer ve solunumun tekrar başlamasını sağlar. Bu oksijensiz kalma periodları uzadığı ve sıklaştığı takdirde, hayati organlara giden kan miktarı da çeşitlilik gösterir. Uykuda meydana gelen enfarktüs, felç gibi bazı rahatsızlıkların sebebinin de kan miktarının azalmasına bağlı olduğu düşünülmektedir. Bu yüzden uyku apnelerinin ciddiye alınıp tedavi ettirilmesi gerekir.

Eşi Horlayanlar Ne Yapmalı? Çözüm Nedir?

Çocuklarda dünya üzerinde en sık yapılan ameliyat hala geniz eti ameliyatıdır. Bu ameliyatlar basit, hastanın aynı gün evine gidebileceği türden müdahalelerdir. Çocukta başka bir deformite olmadığı takdirde, geniz eti ameliyatı sonrası, horlama ortadan kalkar.

Burunda bir deformasyon, burun kemiğinde bir eğrilik söz konusu ise, basit bir cerrahi operasyonla bu sorun ortadan kaldırılır ve horlama şikayetine son verilir.

Kilo problemi ve horlama şikayetinin görüldüğü hastalar, cerrahi müdahale öncesinde fazla kilolarından kurtulmalıdır.

Alkol alımının durdurulması, geceleri ağır yemekler yenmemesi de horlamaya karşı uzmanların tavsiyeleri arasında yer almaktadır. Bu şekilde horlama nedenlerinin büyük bir çoğunluğu ortadan kaldırılabilir.

Küçük dille beraber yumuşak damağın bir kısmı özel noktaları tespit edilip çıkartılır ve böylece yumuşak damağın gerilmesi sağlanır. Bu tür cerrahi müdahaleler Uvulopalatinoplasti(UPP) diye tanımlanmaktadır.

Aşırı büyük bademciğe bağlı horlamalar, bademciğin alınması ile sona erdirilir. Bademciklerin alınması belli bir yaştan sonra sanıldığı kadar önemli değildir. 3 – 5 yaşından sonra bademcikler birçok mikrobu tanıyıp vücutta bu mikroplara karşı antikor üretilmesini sağlamışlardır. Bademcikler vücuda zarar vermeye başladıkları takdirde alınmaları yerinde olur.

Sağlıcakla Kalın.

#Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın!

Yazar: Annemce

Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir