Hamileliğin son aylarında anne adayları erken doğum yaparmıyım? diye her zaman endişeli olur. Bu endişenin neden kaynaklandığını anlamak güç değil. Peki erken doğum nedir? nedenleri nelerdir gelin beraber bakalım. Doğumun, hamileliğin normal süre sayılan 37 ile 40. Haftalardan daha erken başlamasına ve bebeğin doğumuyla sonuçlanmasına erken doğum denir. Erken doğum ile dünyaya gelen bebeklere de prematüre denmektedir. Ancak bu durum sık gerçekleşen bir olay değildir. Herkesin başına gelebileceği gibi doktor kontrolü sayesinde bu durum atlatılabilmektedir.
Alınabilecek basit önlemler ve dikkat edilmesi gereken detaylarla erken doğumun olumsuz etkilerinden korunulmaktadır. Tıp alanındaki gelişmeler sayesinde ilerleyen tedavi yöntemleri bebeklerin bu tür sıkıntılardan çabuk kurtulmalarını sağlamaktadır.
Erken doğum tanısı nasıl konulur?
Erken doğumun belirtileri olan ağrılar, kramplar ve kasılmalar başladığında doktora gidilmelidir. Doktor rahim ağzındaki değişikliklere de bakarak tanısını koyar. Rahim ağzında bir yumuşama varsa erken doğum tehdidiyle karşı karşıyasınız demektir.
Öncelikle erken doğum tehdidinin tedavi edilebilmesi için fetal fibronektin testinin yapılması gerekmektedir. Bu test erken doğum tehdidinde iki haftalık bir zaman içinde doğumun olup olmayacağını gösteren bir testtir. 24. ve 34. gebelik haftaları arasında rahim ağzına yakın bölgeden, vajinal akıntıdan alınan örnekle tespit edilmektedir. Eğer hekim doğumun erken başladığını tespit ederse, bunu önlemek amacıyla ilaç tedavisine başlayabilir. Tokolitik denilen ilaçlar sayesinde rahim kasılmaları dindirilmektedir.
Erken doğumun nedenleri nelerdir?
- Bir önceki hamilelik geçmişi
- Daha önce erken doğum yapmış olmak
- Çoğul gebelikler
- Rahim ağzında yapılan işlemler
- Dölyatağında miyomun olması
- Hamileyken iltihaplı hastalıklar geçirmek
- Sigara kullanmak
- Uyuşturucu kullanmak
- Sebepsiz kanamalar
- Takipsiz geçirilen gebelikler
- Fetüsün ölmüş olması
Erken doğumun belirtileri nelerdir?
- Kasık ve karın ağrısı
- Bel ağrısı
- Günde güne çoğalan ağrıların olması
- Vajinal kanama ve akıntı
- Rahimde gerginlik hissetme
- Suyun gelmesi
- Kasılma ve krampların sıklığının artması
- Rahim ağzının açılmaya başlaması
Erken doğum tehdidi altında olanların tedavisinde yatak istirahati önemlidir. Ayrıca fazla hareketli aktivitelerden uzak durulması gereklidir. Bu süreci risksiz ve rahat bir şekilde atlatabilmek için, endişe, stres, tehlikeli hareketlerden uzak durulmalıdır. Doğum sonucunda küçük doğan bebeklerde, uzun süreli problem yaşama riski de o kadar fazla olmaktadır.
Bunların arasında solunum sıkıntıları, duyma güçlüğü, görme güçlüğü, nörolojik problemler, gelişimsel ve öğrenme güçlükleri yer almaktadır. Yeni doğanlar için hastanelerde kurulan yoğun bakım ünitelerinin çok gelişmiş olması sayesinde artık bebekler yaşatılabilmektedir.
Erken doğum genellikle stres ve sıkıntı kaynaklı olabilmektedir. Bu nedenle anne adaylarının hamilelikte, stresten ve ani üzücü haberlerden uzak tutulması gerekir. Her hamile adayı hamilelik süresince stressiz bir hamilelik geçirmesi erken doğumu önlemede en önemli husustur.
Sağlıcakla Kalın.
