Diyabet hastalığı çocuklarda aslında sanıldığından daha yaygın bir hastalık. Türkiye ve tüm dünyada giderek artma eğilimi gösteren bu hastalığın görülme sıklığı son 20 – 30 yıldır yapılan gözlemlere göre, her 10 yılda bir 2 katına çıkıyor. Bunda etkili olan faktörlerin ne olduğu şu anda tam olarak bilinmiyor ancak genetik faktörlerin diyabet oluşumunda etkili olduğu kesin.
Genetik yatkınlığı olan bir bireyde, dışarıdan gelen viral enfeksiyon, toksik maddeler, gıdalarla alınan katkı maddeleri gibi çevresel faktörlerin de etkisiyle çocukta insülin üreten hücrelerin harabiyeti gerçekleşiyor.
Belli bir dönemden sonra da insülin yetersizliğine bağlı diyabet hastalığı ortaya çıkıyor. Kirlenme, belki de diyabeti artıran en önemli etkenlerden biri. Bu açıdan da çevre temizliği oldukça önem taşıyor. Diyabetin çocuklarda gösterdiği ilk belirtiler ise şöyle sıralanıyor:
Diyabetin çocuklardaki belirtileri
İnsülin salgılayan hücreler yavaş yavaş harabiyete uğrasa da, bir süre sonra belirtilerle tamamen ortaya çıkıyor. Böyle bir durumla karşılaşan çocuklarda suya karşı aşırı bir düşkünlük başladığı görülüyor. Çocuk, sürekli su içmek istiyor, sürekli su içtiği halde bile susuzluğu dinmiyor. Bununla paralel bir şekilde de sürekli tuvalet ihtiyacı hissediyor.
Başlangıçta iştahı artmış durumdaki çocuk, zamanla iştahsız bir hale geliyor. Yemek yediği halde sürekli kilo kaybediyor. Gece altına kaçırmayan çocukların birçoğunda gece altına kaçırma vakalarına rastlanıyor. Bu çocuklar geceleri de çok sık tuvalete gitme ihtiyacı duyuyorlar. Ağızlarında kuruluk hissi görülmeye başlıyor. Halsizlik meydana geliyor.
Diyabetik çocuğun yaşamı oldukça zor. Çocukları yaramazlık etmesinler diye çoğu zaman iğneyle korkutmamıza rağmen diyabetik çocuğun yaşayabilmesi için günde en az iki kere iğne yapılması gerekiyor. Bu yaşam boyu böyle devam ediyor, hatta ilerleyen zamanla birlikte gereken iğne sayısı 4’e kadar çıkıyor.
Ayrıca, diyabetli çocuğun günde en az iki kere parmağının delinerek kan alınması ve kanındaki şeker düzeyine bakılması gerekiyor. Bunun da etkisiyle, diyabetik çocuk çok büyük bir stres altına giriyor. Bunun dışında, diyabetik çocuk, diğerleri gibi canı istediğinde şeker yiyemiyor.
Yine istediği zaman “Canım istemiyor” diyerek yemek yememezlik edemiyor çünkü kandaki şeker miktarı düştüğü takdirde bu onu hipoglisemiye götürüyor. Çok fazla yemek yediği takdirde kandaki şeker miktarı yükseliyor ve hiperglisemi adı verilen komaya girebiliyor. Bu sebeple, diyabetik çocuğun belli programlar içinde, belli kurallara uyarak düzenli bir şekilde beslenmesi gerekiyor.
Komplikasyonlar ve uzun vadeli etkileri
Bir diğer önemli nokta ise, diyabetin komplikasyonlar içeren bir hastalık olmasından kaynaklanıyor. Örneğin, kanda şeker düşmesi ve yükselmesi öldürücü olabiliyor. Her şey yolunda gittiği takdirde bile, tıpkı dalgaların kayaları aşındırdığı gibi, şeker hastalığının da damarlarda, böbreklerde, göz damarlarında, sinirlerde biriken etkisi çocuklarda ileriye dönük çok ciddi sorunlar ortaya çıkarabiliyor.
Sağlıcakla Kalın.