Her çocuk zaman zaman ailesine karşı anlayışsız olabilir. Böyle bir durumda çocuğunuzla konuşmak adeta imkansız gibidir. Fakat doğru kelimeleri kullanırsanız, çocuğunuzun sizi dinlediğini görürsünüz. İşte çocuğunuzun sizi dinlemesini sağlayacak 10 pratik ipucu…
Bütün çocuklar aileleri için çok önemlidir. Fakat ne yazık ki evimizin neşe kaynağı olan çocuklar bazen davranışlarıyla, ailelerini kızdırabilir. Böyle durumlarda 0nun sizi anlamadığını ve hiçbir şekilde uzlaşamayacağınızı sanırsınız. Bu durumda size düşen görev, çocuğunuzu daha iyi anlamaya çalışmak ve bu sorunların geçici olduğunu unutmamaktır.
- Çocuğunuzla işbirliği yapın
Akşam yemeği saatlerinde çoğu ailenin evinde şöyle bir görüntü yaşanır: Sofrayı hazırlamışsınızdır ve yemekte çocuğunuzun en sevdiği yemekler vardır. Ona seslendiğinizde sizi duymaz ve legolarıyla oynamaya devam eder. Birkaç kez daha seslendikten sonra sinirlenirsiniz ve daha yüksek sesle bağırmaya başlarsınız…Bu durum hem sizin kızgın ve sinirli bir akşam geçirmenize hem de çocuğunuzla aranızda bir tartışmanın başlamasına neden olur. O, legolarıyla oynamaya devam etmek istiyordur, sizse onun yemeğe gelmesini…
Böyle bir durumda sinirlenip bağırmak yerine başka bir yöntem deneyebilirsiniz. Çocuğunuza “Çabuk simdi yemeğe gel” demek yerine “Sana legolarınla oynaman için beş dakika daha izin veriyorum, oyununu yarıda bırakmanın zor olduğunu biliyorum ama yemeğini bitirir bitirmez oyuna devam edebilirsin” demek çocuk üzerinde daha olumlu bir etki bırakır. Bu durumun iki açıklaması vardır. Birincisi çocuklar aileleriyle işbirliği içerisinde olmayı severler. İkincisi ise anne ya da babasının isteğini yerine getirdiğinde daha çok özgürlüğe sahip olacağını anlayan çocuk bu davranışına devam eder çünkü eğer zamanında yemeğe gelirse ve bitirirse daha sonra kimse onu rahatsız etmeyecek ve bol bol oynayabilecektir.
- Her gün 20 dakikanızı çocuğunuzla geçirin
Çocuğunuza 20 dakika bile olsa zaman ayırın. İşten eve geldiğinizde, hemen mutfağa koşmak, bir arkadaşınıza telefon açmak ya da size gelen mesajları kontrol etmek yerine çocuğunuzla birlikte zaman geçirin. Bu durum her zaman kolay olmayabilir. Fakat bunu başarırsanız çocuğunuz kendisiyle ilgilendiğinizi anlayacak ve siz telefonla konuşurken ya da mutfakta yemek yaparken bacaklarınıza sarılıp ilginizi çekmeye çalışmayacaktır.
-
Kendi kararlarını vermesini sağlayın
Çocuğunuzu bazı kararlarında özgür bırakmak ve seçim yapmasını sağlamak hem onun özgüvenini kuvvetlendirir hem de sizinle arkadaş olmasını sağlar. Örneğin; 2 yaşındaki kızınıza susadığında süt mü yoksa meyve suyu mu içmek istediğini sorun. Ya da dört yaşındaki oğlunuza mavi kazağını mı yoksa yeşili mi giymek istediğini sorun. Böylece sizin ve çocuğunuzun arasında bir yakınlaşma meydana gelecektir. Sizin çok ısrarcı olmadığınızı düşünen çocuğunuz, ileride kendisinden bir şey istediğinizde daha olumlu tavırlar sergiler.
- Çocuğunuzu doğru zamanlarda, doğru sözlerle ve doğru miktarda övün:
Eğer çocuğunuzu olumlu bir davranışından sonra hiçbir şekilde desteklemez ya da övgü dolu sözler söylemezseniz bir süre sonra bunları değiştirebilir. Oysa sizin yapmanız gereken, olumlu bir davranış ya da başarısından sonra onu desteklemektir. Böylece çocuğunuzun bu hareketine devam etmesini sağlamış olursunuz. Örneğin; güzel bir resim yaptığını gördüğünüzde, ödevlerini zamanında bitirdiğinde ya da yemek masasına zamanında geldiğinde mutlaka onu övün ve yaptığının doğru olduğunu vurgulayın.
- Hayır yerine evet’i kullanın
Çocuğunuza neleri ne zaman yapamayacağını değil, neleri ne zaman yapabileceğini anlatın. Eğer çocuğunuz ve sizin aranızda geçen konuşmaları bir teybe kaydedip daha sonra dinleyecek olursanız şöyle konuşmalar duyabilirsiniz;
“Şu anda meyve suyu içemezsin, çünkü birkaç dakika sonra yemek yiyeceğiz”
“Oyun zamanı bitti, artık banyo yapmalısın” Sizin bir anne olarak elbette ki kurallar koyma hakkınız vardır fakat bunun dozunu iyi ayarlamalısınız. Çocuğunuz açısından düşünecek olursanız; bir gün içerisinde sürekli hayır kelimesini duymanın ne kadar sevimsiz olduğunu anlarsınız. Bu nedenle hayır kelimesini mümkün olduğunca evete dönüştürebilirsiniz, örneğin: “Meyve suyu içmek istiyorsan yemeğinle birlikte içebilirsin.”
“Biraz daha oynamak istediğini biliyorum fakat oyuncaklarını da yanına alıp banyonu yapabilirsin.” Böylece hem sizin istekleriniz hem de çocuğunuzun istekleri gerçekleşmiş olacak ve Hayır’lar evet’e dönüşmüş olacaktır.
- Duygularınızın yatışmasını bekleyin
Çocuğunuz kontrolden çıktığında, etrafı dağıttığında, hoşunuza gitmeyen hareketler yaptığında hemen tepki göstermeyin. Böyle bir durumda onu bulunduğu yerden uzaklaştırarak sakinleştiğinde konuşmak en doğrusu olacaktır. Hem sizin hem çocuğunuzun duyguları yatıştığında onu karşınıza alarak yaptığı davranışların yanlış olduğunu anlatın.
-
Davranışlarınızın nedenini açıklayın
Eşiniz ve 4 yaşındaki çocuğunuzla yemeğe gittiğinizde onun etrafı karıştırdığını, sandalyesinde zıpladığını ve yemek boyunca sorun çıkardığını gördüğünüzde onu uyarabilirsiniz. Çocuğunuzun bu uyarıyı dikkate alıp almadığını anlamak için de onu bir kez daha yanınızda yemeğe götürmelisiniz.
Eğer bu yemekte de çocuğunuz aynı olumsuz davranışları tekrar edecek olursa ona şöyle bir açıklama yapabilirsiniz: “Gördüğümüz kadarıyla henüz bizimle birlikte yemeğe çıkmaya hazır değilsin. Bu nedenle bir daha dışarıya yemek yemeğe gittiğimizde seni büyükannene bırakacağız”.
Çocuğunuza bağırıp, çağırmak yerine davranışınızın nedenini açıklamak en mantıklısı olacaktır. Böylece çocuk yaptığı hatayı anlar ve neden götürülmediğinin açıklamasını öğrenmiş olur.
- Sakinleşmeyi öğrenin
Çocuğunuza çok kızdığınızda ve her şeyin kötü gittiğini gördüğünüzde bağırıp çağırmayın. Sizin bağırıp çağırmanızın durumu daha da kötüleştireceğini unutmayın. Bu nedenle öncelikle sakinleşmeye çalışın. Kontrolünüzü kaybedeceğinizi anladığınızda, odanıza çıkın, derin bir nefes alın, sizi sakinleştireceğine inandığınız bir müzik dinleyin. İyice sakinleşmeden önce yanlış bir hareket yapmaya kalkışmayın.
- Kibar davranmayı öğretin
Siz çocuğunuz için bir örneksiniz. Bu nedenle ona iyi alışkanlıklar edinmeyi ve kibar davranışlarda bulunmayı öğretin. Bir hata yaptığınızda ondan özür dilemeye çekinmeyin. “Lütfen”, “Teşekkür ederim” gibi kelimeleri sık sık kullanın.
- Birbirinize zaman tanıyın
Çocuğunuz yemek saati geldiği halde yemeğini yemiyor, uyuması gereken zamanda uyumuyor ve sürekli ağlayarak problem çıkarıyor. Böyle bir durumda kendinizi ve çocuğunuzu fazla zorlamayın. Büyükannesi ve büyükbabasıyla geçireceği güzel bir hafta sonu tatili ya da kuzenleriyle oynamaya gitmesi onun için iyi olabilir.
Böyle bir değişiklik her iki taraf için de olumlu sonuçlar yaratabilir. Bu sizin kötü bir anne ya da baba olduğunuzu değil, sadece birbirinize zaman tanıdığınızı gösterir.
Sağlıcakla Kalın.