Arkadaşlık bir çocuğun sosyalleşmesindeki en önemli adımdır; fakat bazen çocuğunuz ve arkadaşları arasında çıkan tartışmalar sizin canınızı sıkabilir. Çocuğunuzun hayatında önemli bir yer tutan oyun ve oyun arkadaşları kimi zaman bir kabusa dönüşebilir. Beş yaşındaki kızınız, eve gelen misafir çocuklarının oyuncaklarına el sürmesine izin vermiyor; dört yaşındaki oğlunuz yaşıtlarıyla oynamak istemiyor ve 3 yaşındaki kızınız ise arkadaşının yatağının altına saklanıyor ve eve gitme zamanı geldiğinde onu oradan çıkarmak mümkün değil. Belki de bunları zaman zaman yaşadınız.
Çocuklar oyun oynamayı çok sevdikleri halde kimi zaman arkadaşlarıyla oyuncaklarını paylaşmak istemezler, onları oyunlarına almazlar ya da oyun sırasında kavga edebilirler. Özellikle altı yaşın altındaki çocuklarda ego duygusu daha ön planda olduğundan arkadaşlarıyla oyuncaklarını paylaşmak her zaman hoşlarına gitmeyebilir. Fakat bu durum, çocuğun sürekli yalnız kalması ve arkadaşlarıyla oynamaması gerektiği anlamını taşımaz.
Ailelere düşen görevler
Bakıldığında “Üçüncü Dünya Savaşı”nı andıran, çocuğunuz ve arkadaşı arasında oyun oynarken çıkan kavgalarda siz nasıl yardımcı olabilirsiniz? Çocukların küçük yaşlarda kendi problemlerini çözmede henüz çok usta olmadıklarını düşünecek olursak; bazı durumlarda anne baba olarak araya girmeniz gerekebilir. Fakat çocuğunuz üç yaşına geldiğinde onu kendi kararlarıyla baş başa bırakmalısınız. Çok büyük kavgalar çıkmadıkça, çocuğunuzun kendi kendini savunmasına fırsat tanımalı, problemleri çözmede, kendi yöntemlerini öğrenmesine izin vermelisiniz. Eğer çocukların birbirlerine hakaret edip, vurmaya başladıklarini görüyorsanız, onlara “Bu evde birbirinize vurmanıza izin vermiyorum ya da “isim takmak hiç hoş değil” gibi kurallar koyabilirsiniz. Böylece çocuğunuz ve arkadaşına o evin kuralları olduğunu hatırlatmış olursunuz.
Yalnız bu arada unutmayın ki iki çocuk o gün boyunca kavga edip, kötü vakit geçirdiler diye bu onların hiçbir zaman arkadaş olamayacakları anlamına da gelmez. Çocuklar bir süre birbirlerinden ayrılırlarsa belki de birlikte oynamayı özleyeceklerdir. Gün içerisinde birbirleriyle anlaşamayan ve çeşitli konularda fikir ayrılıklarına düşen iki çocuk örneğin; basketbol ya da evcilik oyununda aynı takıma düştüklerinde birbirleriyle anlaşma yolu bulabilirler. Ayrıca çocukların kızgınlıkları büyükler kadar uzun süreli olmayabilir.
Zamanlama çok önemli
Çocuğunuzun arkadaşının yanına gideceği zaman yorgun ve mutsuz olması da ilişkilerini olumsuz yönde etkiler. Evden sinirli ve huzursuz çıkan bir çocuk bu sorunlarını arkadaşlarıyla olan ilişkilerine de yansıtacaktır.
Çocuğunuz bir arkadaşının evine oyun oynamaya gitmeden önce onunla mutlaka konuşun, iyi bir misafir olmanın ne demek olduğunu, gittiği evin kurallarına kendi ona hatırlatın. Eğer arkadaşı sizin evinize geliyorsa o zaman da çocuğunuza iyi bir ev sahibi olmanın gerektirdiklerini anlatmalısınız. Fakat bütün bunlara rağmen unutmayın ki anlaşmazlıklar da oyunların bir parçasıdır ve bu yolla diğer çocukların farklı tavırlarıyla “ben ve başkası” kavramını ve içgüdüsel dürtülerle, egodan gelen kuralları dengelemeyi öğrenecektir.
Sağlıcakla Kalın.