İçindekiler
Çikolata kisti, kadın üreme organıyla ilgili bir hastalık olmakla birlikte kadınların üreme faaliyetlerini doğrudan olumsuz olarak etkilemektedir. Üreme faaliyetlerini ve dolayısıyla da gebeliği olumsuz yönde etkileyen çikolata kisti, tedavi yöntemleri olan ve tedavisi birçok yöntemle mümkün olan bir kadın hastalığıdır.
Çikolata kisti; görüntü, yoğunluk ve renk bakımından çikolatayı anımsattığı için “Çikolata kisti” adını almıştır. Sağlıklı bir kadın vücudunda rahmin iç katmanı adet dönemi yaklaştığında kalınlaşmaktadır. Her ay gebeliğe hazırlık olan rahim duvarında kalınlaşma, şayet bir gebelik meydana gelmezse kanama şeklinde dökülerek adet kanamasını meydana getirmektedir. Zaman içerisinde rahim iç kısmında kanamalar birikerek rahim dokularının birbirine yapışmasıyla kitleler oluşmaktadır. İşte rahmin Endometrium hücrelerinin yumurtalıklara yapışıp kitle haline gelmesi sonucunda bu kitlelere “Çikolata kisti” adı verilmektedir.
Çikolata Kistinin Belirtileri

Kadın üreme hastalığı olan çikolata kistinin en önemli belirtisi şiddetli ağrı olmaktadır. Kasıklarda özellikle adet zamanlarında ya da ilişkiye girdikten sonraki zamanlarda dayanılmaz derecede ağrı meydana gelmektedir. Bu ağrılara ek olarak adet kanamalarının aşırı derecede fazla olması ve adet dönemi dışında akıntıların yoğun ve kokulu bir özellik taşıması da çikolata riskini işaret eden diğer önemli belirtiler olmaktadır. Ayrıca kronik yorgunlukla birlikte sırt ve bel ağrıları da çikolata kistinin rastlanan belirtileri arasında olmaktadır.
Çikolata riski, ilk evrelerde dahi belirti gösterebilen hastalık türüdür ve erken teşhis konulduğu takdirde tedavisi daha kolay ve hızlı ilerlemektedir. Dolayısıyla da bu belirtiler ile karşılaşıldığında vakit kaybedilmeden uzmana başvurmak hastalığın tedavisi açısından son derece önemlidir.
Çikolata Kistinin Görülme Oranı En Fazla Olan Kadınlar
Çikolata kistinin herhangi bir yaşı ve özelliği yoktur. Dolayısıyla da çikolata kistinin görülme sıklığı en fazla olan bir yaş grubu göstermek mümkün değildir. Sağlıklı bir kadın vücudunda adet dönemlerinde dışarı atılacak olan kanın bir kısmı tüplerden doğru karın boşluğuna gitmektedir. Kan içerisinde bulunan ve rahim duvarına ait olan canlı hücreler karın boşluğuna gittikten sonra bağırsaklara, rahme ve yumurtalıklara ilerlemektedir.
Çoğu zaman bağışıklık sistemi sayesinde bu kan vücut tarafından temizlenmektedir. Ancak vücudunda karın boşluğuna akan kanın temizlenmediği kadınlarda bu kan zaman içerisinde kitle haline dönüşerek çikolata kistini oluşturmaktadır. Bu nedenle çikolata kistini belirli bir yaş grubuyla sınırlamak mümkün değildir.
Çikolata Kisti Tedavi Yöntemleri
Çikolata kistinin birçok farklı tedavi yöntemleri tıp alanında kullanılmaktadır. Bu hastalık karşısında tercih edilecek olan tedavi yöntemi; çikolata kistinin büyüklüğü ve hastanın özelliklerine göre farklılık gösterebilmektedir. Bu noktada eğer çikolata kisti küçükse yani teşhis hastalığın başında konulmuş ise ilaç tedavisine başlanarak kişinin ağrılarının ve kramplarının azaltılması hedeflenmektedir.
Geç bir dönemde çikolata kisti tanısı konulmuş ise ve ilaç tedavisi için artık zaman geçmiş ise bu durumda hastanın fiziki özellikleri ve varsa diğer hastalıkları göz önünde bulundurularak östrojen seviyesini düşürmek amacıyla hormon tedavisine başlanarak düzenli zamanlarda hastanın iğne kullanması istenmektedir. Şayet bu evreden cevap alınmazsa son tedavi yöntemi olarak cerrahi yöntemler tercih edilmektedir. Cerrahi yöntemler neticesinde çikolata kisti ya tek başına ya da rahimle birlikte alınmaktadır.
Çikolata Kisti Tedavi Edilmezse Ne Olur?
Çikolata kisti, göz ardı edilmemesi gereken ve tedavisi mümkün olan bir hastalıktır. Şayet bu hastalık zamanında müdahale ile tedavi edilmezse geri dönüşleri son derece olumsuz olmaktadır. Öncelikle çikolata kisti büyüdükçe yumurtalıkların işlevleri azalacak ve gebe kalma oranı sürekli düşecektir.
Çikolata riski aynı zamanda hem yumurtalıklara giden tüplerin hem de rahimde üretilen yumurtaların kalitesini düşürmektedir.
Sağlıcakla Kalın.