in

Boşandıktan Sonra Babalara Düşen Görevler

İçindekiler

Gönderi paylaş:

Evliyken dahi çocuğuna fazla ilgi göstermeyen babalar vardır. Bu babalar, bir de boşanma söz konusu olursa, çocuklarından tamamen uzaklaşırlar. Peki, erkekleri böyle davranmaya iten nelerdir? Kadınların birçoğu babanın bu ilgisizliğine karşı büyük tepki gösteriyor. Tartışmalar, boşandıktan sonra bile sona ermiyor. Genellikle evliliklerini bir hata olarak değerlendiren kadınlar, babaların çocuklarını nadiren ziyaret etmelerine, karşı çıkıyorlar. Çünkü bu ziyaretlerin çocuğa yarardan çok zarar verdiğine şahit oluyorlar. Aklı karışan çocuk, kendini güvensiz ve mutsuz bir ortamda hissediyor.

Bilinçsiz ve umursamaz, baştan beri çocuk sahibi olmak istemeyen, evlilik süresince bile çocukları ile ilgilenmeyen babaların olduğu da bir gerçek. Çocuk erkek, eşinden boşandıktan sonra çocuğuyla aynı iletişimi kurmayı ve alışılmış ilgiyi sürdürmeyi istiyor. Üstelik bunu boşanmışken yapmanın, evliyken yapmaktan çok daha zor olmasına rağmen.

Çocuğu ile iletişimini, boşandıktan sonra da sürdürmeye çalışan erkek, birçok engelle karşı karşıya kalıyor. Dolayısıyla ikisi arasındaki ilişki daha baştan itibaren yanlış yönlendirilmiş oluyor. Bu nedenle çocuk ve baba zorunlu oldukları için bir araya geliyor.

Anne ve babanın çocuklarının sorumluluğunun paylaşılması

Kanunlar, boşanmadan sonra anne ve babanın çocuklarının sorumluluğunun paylaşılması gerektiğini bildiriyor. Ancak, anne babanın bu kanunu dikkate aldığını söylemek, pek doğru olmaz. Çocukları ile ilgilenen kişi genellikle anne oluyor. Baba ise çocuklarını her hafta sonu görmesi gerekirken, sadece ara sıra onları ziyarete geliyor. Çünkü bu tür sabit kuralların, baba ile çocuk arasına konulması, erkek tarafından incitici bir olgu olarak algılanıyor.

Her ay nafakasını düzenli ödediği halde, çocuğu ile daha az görüşebilen baba, kendisine ikinci sınıf muamelesi yapıldığını düşünüyor. Bu nedenle erkekler, sık sık eski eşleri ile bir güç savaşı içine giriyorlar. Söz verdikleri günde gelmek yerine, bir gün sonra gelerek kendi kurallarını uyguluyorlar. Bu da, anne babanın karşı cephelerde savaşmasına yol açıyor.

Anne ise, eski eşini anlayışla karşılamak ve ziyaret saatlerinde değişiklik yapmak yerine, öfkelenerek kuralları daha da katılaştırıyor. Eğer boşanmış ya da boşanmak üzere olan birer anne baba iseniz siz de aynı hataya düşmemelisiniz. Unutmayın bu durumda, çocuklarınız sizden çok daha fazla etkileniyor. Sürekli kendisi hakkında tartışıldığına şahit olan çocukta, birtakım psikolojik bozukluklar ortaya çıkabiliyor. Size ve kendine olan güveni sarsıldığından, sadece babası ile değil, sizinle olan iletişiminde de kopukluk meydana gelebiliyor.

Çocuğu Kaybetme Korkusu

Çoğu zaman erkekler boşanmadan sonraki ilk günlerde, hafta sonunu çocukları olmadan geçirebileceği için mutluluk duyuyor ve planlarını ona göre hazırlıyor. Ancak, baba çocuğu ile görüştüğünde onun kendisine yabancı olduğunu fark ediyor. Bu durumu nasıl düzelteceğine ve çocuğu ile ne yapması gerektiğine karar vermekte güçlük çekiyor. Hatanın kendisinden kaynaklandığını fark eden baba, o andan itibaren çocuğuna karşı daha ilgili davranmaya başlıyor; hafta sonlarını iple çekiyor, değişik aktiviteler planlıyor. Tabii, bu durum her zaman böyle sonuçlanmayabiliyor. Çocuğunun duyguları ya da geleceğiyle ilgilenmeyen babaların da olabileceğini, size hatırlatmak istiyoruz.

Boşanmadan Sonra Kötü Baba Modeli

Ne yazık ki, çoğu erkek, baba olduğunu ancak eşinden ayrıldıktan sonra fark ediyor. Çocuklarına karşı ilgisiz olan erkeklerin, geçmişte kendi babaları da onlara doğru bir model. Evlilikte genellikle kadın, çocuklarıyla daha fazla ilgileniyor. Oysa babanın da çocukla ilgili ve iletişim içinde olması gerekirken, yetiştirilme tarzından kaynaklanan nedenlerle bunu yapmıyor. Böylece baba ile çocuk arasında yeterince kuvvetli bir bağ oluşamıyor.” “Benim bir çocuğum var”

Baba olmak, güzel bir duygu olduğu kadar, beraberinde büyük sorumluluklar da getiriyor. Erkek, ancak boşanma sonunda çocuklarına karşı olan görev ve sorumluluklarını ihmal ettiğini, ayrıca onlar hakkında pek bir şey bilmediğini fark ediyor. İşte bu ihmal ve dikkatsizlikler sonunda, çocukların o gizemli dünyasının kapıları, babalara kapalı kalıyor. Ve kısa bir süre sonra, ziyaret günleri her iki taraf için yapılması zorunlu bir görev halini alıyor.

Çoğu zaman, babalar bu ikilemden kendilerini kurtarmak için çözüm yolları arıyor ve anne babalarından çocukla ilgilenmeleri için yardım istiyorlar. Bu güç dönemde, insanlardan tabii ki yardım talep etmek gerekiyor. Ancak, eğer çocuğunuzla başkalarının ilgilenmesini istiyorsanız, o zaman baba – çocuk ilişkisinin sağlıklı gelişmesini de bekleyemezsiniz.

Çünkü çocuk, kendisiyle en çok zaman geçiren kişiye yönelecektir. Üstelik zamanla onlara daha çok alışarak, sizden tümüyle de kopabilir. Eğer baba için çocukla iletişim bu kadar önemliyse, o zaman her ikisinin birlikte yapmaktan hoşlanacağı aktivitelerin bulunması ve birlikte daha fazla vakit geçirilmesi gerekiyor. Bu konuda tek özen gösterilmesi gereken şey; uğraşların güncel hayata ait olması.

Babasıyla olan iletişiminin sağlıklı bir şekilde devam etmesi

Boşanma sonunda, çocuğun hem annesi hem de babasıyla olan iletişiminin sağlıklı bir şekilde devam etmesi gerekiyor. Ancak, çocuğun velayeti genellikle anneye verildiğinden, babasını görme fırsatı çok daha kısıtlı oluyor. Bu nedenle, çocuğun baba ile iletişimi daha baskın olarak öne çıkıyor.

Anne babanın ayrılmasından kendini sorumlu tutan çocuk, çevresindeki insanlara ve hatta kendine karşı güvensizlik duyuyor. Belki bir ömür boyu suçluluk içinde yaşayıp, kendi varoluşunun hiçbir anlam taşımadığını ve hiçbir değerinin olmadığını düşünüyor. Tüm bunların beraberinde, babasına benzeyen bir parçasının olmaması gerektiğine ve bunu tümüyle yok etmek gerektiğine inanıyor. Bu gibi problemlerde, çocuğun babaya benzeyen yön; erini özellikle vurgulamak gerekiyor. Aksi hale, çocuğun bu yanı yok edilmeye çalışılırsa, kişilik bozuklukları meydana gelebiliyor.

Baba, bazen de çocuklarının düzenlediği şenliklere yardımcı olarak, dünyalarına katılarak onlarla arkadaş olmayı bile başarabilir. Babalar, çocuklarının varlığı ile ne kadar zengin olduklarını hiç unutmamalılar. Ancak durum böyle geliştiğinde çocuk – baba ilişkisi çok daha canlı ve kalıcı olur.

Boşanmadan Sonra Annenin Yanlış Tutumu

Eşinden ayrılan birçok kadın, bu zorlu dönemi atlattıktan sonra hayatını yeniden düzene oturtur. Bu sırada yeni insanlarla tanışıp, yeni bir birliktelik bile yaşayabilir. Ancak, kadının hayatında tek değişmeyen, eski eşine karşı duyduğu önyargıdır. Bu tarz annelere göre ziyaret günleri, çocuklarının sevgilisi ile zaman geçirmemesi için kullanılan bir zaman dilimi. Böylece baba, annenin sevgilisi ile çocuklar arasında iletişim oluşması için bir şans vermemiş oluyor.

İşte üst üste gelen sorunlar, sonunda kadının tahammül sınırlarını aşarak ziyaret günlerini boykot etmesine neden oluyor (Hafta sonu geldiğinde baba, evde kimseyi bulamıyor). Ya da kadın, çocuklarının önünde eski eşi hakkındaki olumsuz düşüncelerini dile getiriyor. Ve böylelikle çocukları babasından soğutmaya çalışıyor.

Annenin bu yanlış tutumu, zamanla çocuklarda “Parents Alienation” sendromuna yol açıyor. “Alienation” kelimesi, “yabancılaşmak” anlamına geliyor. Yani, annenin babasını istemediğini hisseden çocuk, zamanla babadan uzaklaşarak yabancılaşıyor. Böyle durumlarda, bazı babalar “Ben hala seninleyim” mesajını vermek için savaşıyor. Ancak, her erkek bunu başaramıyor, çünkü hangi baba çocuğuna ulaşıp ulaşmadığından emin olmadığı kartlar ve mektuplar gönderir ki? Ve kaç kişi, başka insanların önünde evden kovulma riskini göze alarak çocuğunu görmeye gider? Günümüzde bütün kadınların bu nitelikte olduğunu söyleyemeyiz. Kadınların çoğu baba ile çocuğun iletişimlerinin, çocuk için ne kadar önemli olduğunu zaten biliyor. Sözümüz bunu bilmeyen ya da bildiği halde umursamayan kadınlara.

Yıllarca annenin hayatı, çocukla ilgilenmek, onun ihtiyaçlarına yetişmekle sınırlandırılıyor. Oysa anne, çocuğu yanında olmadığı zamanlarda birçok şey yapabileceğini bilse, boşanmadan sonra, çocuk ve ziyaret günleri ile ilgili bunca zorluk çıkarmaz. Anne, eski eşinin evine gelmesinden hoşnut olmadığını söylemese de, çocuk bunu hissedebiliyor.

Çocuklarına karşı annelik görevini yıllar boyunca sürdüren kadın, annelik dışında bir hayat düşünemiyor. Çocuk, babası tarafından alındığında, anne ne yapacağını bilmediğinden, büyük bir korkuya kapılıyor. Belki de bu nedenle depresyon bile geçirebiliyor. İşte bu durumun gerçekleşmesine izin vermemek için, kadın, hayatını çocuğu olmadan da sürdürebileceğine inanmalı. Kadın, eski gücünü ve enerjisini kendisinde yeniden bulduğunda, ayakları üstünde tek başına durmayı öğreniyor. Böylece, çocuk babaya karşı olumsuz fikirlere kapılmadan ve problemsiz olarak yetişiyor. Baba da çocuğu ile pozitif iletişim kurabilme fırsatını buluyor.

Çocuğunuzdan Kopmak İstemiyorsanız.

Bazı anneler, baba ve çocuk arasındaki bağın kopmasından, ziyaret günlerinin ve böylece gidiş gelişlerin sona ermesinden çok memnun olabiliyorlar. Ancak huzurlu gibi görünen bu ortam, çocuk 1 3 – 1 4 yaşlarına geldiğinde daha büyük problemlere neden oluyor. Çünkü bu yaşa gelince çocuk, uzun süredir göremediği babasını mutlaka, bir şekilde görmeyi istiyor. Bu durumda, uzun süre sonunda babasını bulan çocuk, bazen babasıyla birlikte yaşamayı bile isteyebiliyor. Böylece çocuk, babasıyla birlikte yaşayarak, onu daha yakından tanıma fırsatını elde ediyor. Ve belki de size bir daha geri dönmeyebiliyor.

Hiç kimse, ömür boyunca tek başına yaşayamaz, Annenin ikinci eşi, çocuğun gelişiminde çok önemli bir faktör olabilir. Evdeki erkek, belki onun kendine ve çevresine karşı duyduğu güvensizliğin kaybolmasını sağlayabilir. Ancak tam anlamı ile babanın yerini dolduramaz. Annenin yeni eşine “baba” demek, çocuğun gerçekleri karıştırmasına ve asıl babasını önemsememesine yol açabilir. İşte bu nokta da, hem çocuğun aklı karışır, hem de bu durum, onun sorunlu bir kişilik olarak yetişmesine sebep olabilir.

Sağlıcakla Kalın.

#Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın!

Yazar: Annemce

Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir