Bir annenin çocuğuna “hayır” kelimesini öğretinceye kadar sabırlı ve sakin olmaya ihtiyacı vardır. On aylık Canan pencerenin önünde dikilerek saksıdaki kumu küreğiyle yere boşaltmaya başlıyor. “Hayır” diye bağırıyor annesi; bugün üç kere bu kelimeyi söylemiş yine üç kere toprağı yerden temizlemiş, Canan’ın ellerini yıkamış ve tekrar oyuncaklarının yanına götürmek zorunda kalmış. Canan şimdi annesinin sabrının sınırını zorluyor ve annesi “Sana yüz kere söyledim, bunu yapmamalısın” diye bağırarak oğlunu sarsıyor.
Çocuk gözlerini irice açarak annesine bakıyor, bu arada yüzünü iyice buruşturarak yutkunmaya başlıyor. Ona göre annesiyle arasındaki bu diyalog olabilecek en anlamsız konuşmadır. Tabii ki çocuğunun gösterdiği bu tepkiye dayanamayan anne hemen kendine içerlemeye başlıyor: “Bu çocuk saksıların içinden toprakları boşaltmanın yasak olduğunu neden bir türlü anlamıyor? Bunun açıklaması gayet basittir: Bebek kendisine söyleneni henüz algılayamamaktadır. Bebekler için hayır kelimesi, diğer kelimeler kadar anlamsızdır.
Neredeyse anne ve bebek arasındaki o ahenkli ilişkinin arasına kızgınlık ve kavga girecektir. Bir bebek yürümeye başladıktan itibaren, onun için yeni bir dünyanın kapıları açılmış olur. İlk defa nereye gitmek istiyorsa oraya gidebilecek, neyi ellemek istiyorsa onu elleyecek ve ağzına ne istiyorsa onu atacaktır. Keşfetme isteği o kadar büyüktür ki hayır kelimesi ile onları durdurmak imkansızdır. Siz anneler için en zorlu dönem asıl şimdi başlamaktadır.
Bebeklere hayırı öğretirken annelere düşen görevler
Tabii ki anneler, çocuklarının yürümesinden büyük mutluluk duyarlar. Ama şimdi siz çocuğunuzu, masanın üzerindeki sıcak bir çay fincanından, bazen kitaplıktan başına düşebilecek kitaplardan ya da kendini bir makasla yaralaması gibi çeşitli tehlikelerden korumak zorundasınız. Bütün gün onun peşinde dolaşarak, çocuğun kendini tehlikeye atmasından korumak ve dokunmasını istemediğiniz eşyalardan onu uzak tutmaya çalışmak tabii ki bir hayli zordur: Sonuç olarak, siz “Hayır” diye bağırırken (ki bunu arzuladığınızdan daha fazla söylemek zorunda kalıyorsunuz); çocuğunuz ya size hiç aldırmaz ya da bağırarak cevap verir. Çocuklar ve yasaklar Çocuk için yasaklar kadar cezbedici bir şey yoktur.
Çocuk, “Hayır ellememelisin” denilen nesneye karşı, daha yoğun bir ilgi ve istekle yönelecektir. Özellikle, çocuğun çevresindeki güzel şeyleri keşfetmesi anında bir büyüğün olaya müdahale ederek, onun bu arzusunu engellemeye çalıştığı, tabii ki çocuğun aklının almadığı bir konudur. Buna rağmen, her çocuk bazı sınırları algılayarak, kendini, ailesinin ve toplumun içine dahil edebilmelidir. Ancak yasaklar olmaksızın, bu neredeyse imkansızdır. Buna karşın, binlerce kere hayır diyerek de arzu ettiğiniz başarıya ulaşamazsınız. Çünkü belirli bir süreden sonra, çocuk için bu kelimenin hiçbir anlamı kalmayacaktır.
Bebeğinize hayır öğretmek için dikkat edilmesi gerekenler
Evinizi çocuğunuza göre düzenleyin. Prizler, çekmece ve merdivenler gibi tehlikeli bölümleri, çocuğunuz için güvenilir hale getirin. Bu şekilde çocuğunuza birçok şeyi yasaklamaktan kurtulmuş olursunuz.
Bunların yerine çocuğunuza başka şeyler sunun. Bebeğinizin bazı deneyler yaparak zihinsel deneyimler kazanmaya ihtiyacı vardır; Örneğin: -Kitaplıktaki kitapları karıştıracağına, zararsız küçük bir çekmeceyi karıştırmasına izin verin. Çocuğunuzun başka alternatifleri varsa karıştırmaması gereken yerleri karıştırmayacak ve ona sunulanla yetinmeye alışacaktır. Bazı çocuklar için, ortalığı karıştırmak sadece ilgi çekmenin değişik bir yoludur.
Hayır derken uyumlu olun. Sesinizin tonu ve vücudunuzun duruşu, söylediğiniz sözle uyuşmalıdır. Bunun dışında; yasakladığınız bir davranışa, daha sonra göz yummanız halinde, çocuğunuz yasak konusunda sizi ciddiye almamaya başlayacaktır. Bunun için, yasaklar konusunda tutarlı olun.
Sabırlı olun. Çocuğunuz hayır kelimesinin anlamını üç yaşına kadar algılayamayabilir. Ne kadar kızarsanız kızın, bunun atlatılması gereken bir süreç olduğunu unutmamalısınız.