in

Aşırı Anne Sevgisi, Zararlı Mı?

Gönderi paylaş:

Çocuklarınızı sevdiğinizi biliyoruz. Ancak bu sevginin aşırısı, bazen çocuğunuzun güvenini zedeleyebilir ve onun hayata ılımlı bakmasını engelleyebilir. Çocukken, bazı arkadaşlarıyla konuşmasının yasak olduğunu, kendisini kaşındıran yünlü iç çamaşırlarını giymek zorunda kaldığını, soğuk havalarda dışarı çıkmasına izin verilmediğini hatırlayan yetişkinler bu soruya “Evet” yanıtını veriyor. Anneler ise, bir kadının çocuğuna verebileceği en iyi şeyin “anne sevgisi” olduğu fikrini savunuyorlar.

Çocuğa sevgiyle banyo yaptırmak, saatlerce ona şefkat göstermek, sorunlarını dinlemek, arkadaşlarıyla tanışmak ve onunla ilgilenmek dünyadaki en doğal tutku. Uzmanlar, hem annelerin, hem de çocukların bu konuda haklı olduklarını söylüyor. Çünkü endişe ve kontrol etme, koruma ve aşırı koruyuculuk arasında çok ince bir çizgi var. Ve özellikle bu çizgi, sizin koruyucu ama baskıcı bir anne olmamanız için altın bir kural.

Vazgeçilmez anneler

Genellikle bebeklik döneminde anne ile çocuk arasında pek bir sorun yaşanmıyor. Çünkü bu dönemde bebek, annesinin ilgi ve sevgisinden oldukça memnun. Annesinin sesi, kokusu ve yakınlığı, bebeğin başkalarına olan güvenini geliştiriyor.

Uzmanlar, “Anneler, bebekleri için vazgeçilmezdir bu dönemde. Ancak bebeğin 1 yaşına basmasıyla birlikte, ilişkileri de farklı bir yön kazanıyor”, açıklamasında bulunuyor. Bebek, artık yürümeye başladığından ve emzirilmeye gereksinim duymadığından, annesinden uzaklaşıyor. Bir yerlere tırmanıyor, her şeyi elleyip inceliyor ve anne babası tarafından yapılması yasaklanan davranışlar sergiliyor. Bu da, çoğu zaman tehlike doğuruyor. 1 ve 3 yaşları, çocuğun en aktif ve yaramaz olduğu dönemdir. Bu dönemde anne babalar, çocuklarını nasıl yetiştireceğine karar vermeliler.

Çocuğunuza hatalardan ders almasını mi öğretmek istiyorsunuz, yoksa onu tüm tehlikelerden koruyarak, sorunlarla karşılaşmasını engellemek mi istiyorsunuz. Aslında günümüz için her ikisi de geçerli. Birçok anne çocuğuna trafiğin ne kadar tehlikeli olduğunu defalarca anlatmıştır ama yine de sokağa çıktıklarında, çocuklarının elini tutmayı ihmal etmiyorlar.

“Onu korumak benim görevim” Çocuğun, yaşına uygun tecrübeler edinmesi gerektiği halde, annesi tarafından sürekli engellenmesi durumunda “aşırı koruyuculuk” ortaya çıkıyor. Çocuğunu, hayatının odak noktası olarak gören bir anne, farkında olmadan onun “bağımsız bir birey” olmasını engelleyebiliyor. Yanında olmadan bir şey yaşamasını, başarılı olmasını istemiyor. Bu nedenle kendisini, çocuğu için vazgeçilmez bir hale getiriyor ve onun tek başına ayakta duran bir birey olmasına fırsat tanımıyor.

Çocuğunu oynaması için parka götüren ve bankta keyifle oturacağına, kum havuzunun kenarından ayrılmayan anneleri size örnek verebiliriz. Bu tür davranışlar daha çok tüm vaktini çocuğuna adayan annelerde görülüyor. Ancak anne, çocuğun bebeklik döneminden çıkmasıyla birlikte, bu aşırı yardımseverliğinden ve çocuğunun kendisine ihtiyacı olduğu düşüncesinden kurtulmalı.

Onlar da başarılı olmak ister! Kendinizi değiştirmenin zor olduğunu biz de kabul ediyoruz. Anne ve çocuk arasındaki sevginin başka hiçbir sevgiyle kıyaslanamadığını da biliyoruz. Hiç kimse sizi yenidoğan bebeğiniz gibi şartsız, kuralsız ve sınırsız sevemez. Dolayısıyla onun bu sevgisini kaybetmek istememeniz çok doğal. Ancak çalışan bir anneyseniz ve işinize dönmeyi düşünüyorsanız, ondan ayrılmak zorunda kalacaksınız.

Çocuklar da kendilerini yorarak bazı başarılar elde etmek istiyorlar.

Ancak başarılar, kötü tecrübeler yaşanmadan kazanılamıyor. Anne olarak sizin en büyük göreviniz de çocuğunuza bu tecrübeleri yaşaması için izin vermeniz. Bu görevinizi yerine getirerek, çocuğunuzun özgüvenini geliştirebilir ve onun korkmadan dünyaya adım atmasını sağlayabilirsiniz. Başarılı bir anne baba eğitimi alan çocuk, zorlukları kendi gücüyle yenebileceği hissine kapılabiliyor. Çocuğunuzun ruhsal gelişimini desteklemek için, onun bağımsız olma isteğini olumlu karşılamalısınız.

Aşırı koruyuculuğun yan etkileri Çocuğunu sürekli tehlikelere karşı koruyan, onu belli bir yaşa geldikten sonra da giydiren ve doyuran anne, onun özgüveninin gelişmesini engelliyor. Ayrıca çocuğunun, kendisine aşırı bağlanmasına da neden oluyor.

Çocuk, annesi ile arasındaki bu sıkı ilişkiye büyümeye başladığında iki şekilde tepki verebiliyor: Ergenlik dönemine geldiğinde, annesinin koruyuculuğundan kurtulmak için asi davranışlarda bulunabiliyor ya da tam tersine annesine iyice bağlanıyor. Tabii aşırı koruyuculuğun, sadece çocuk için değil anne için de olumsuz yönleri var. Anne, çocuğuna bağlandıkça diğer insanlarla olan ilişkileri zayıflıyor ve çevresi ile bağları kısmen kopuyor; çocuğu, tek başına ayakta durmayı başardığında da kendini yalnız hissediyor.

Çocuğunuz için neler yapabilirsiniz?

Çocuğunuza karşı aşırı titiz ve koruyucu davranmayın, aksi takdirde çocuğunuzun kişilik kavramının gelişimini engelleyebilirsiniz. Kontrol altına alınmış bir ortamda bulunan bebekler, tek başlarına kalabiliyor. Bu nedenle bebeğiniz çevresiyle ilgilendiğinde, onun yalnız kalmasına izin verin ve o sizi çağırana kadar yanına gitmeyin. Öz bakım becerilerinin gelişebilmesi için bebeğinize, kendi başına yemek yemesi, giyinmesi ve elini yüzünü yıkaması için fırsat verin.

Bebekler, genellikle 10. aydan itibaren yürümeye başlıyor ve başlangıçta dengede durabilme mücadelesi veriyorlar. 1,5 yaş dolaylarında ise dışarıdan gelen desteği hissettikleri anda, kendi fiziksel yetilerini kullanmaktan vazgeçebiliyorlar.

Çocuğunuz bu dönemi sorun yaşamadan tamamladığında, ayaklarının üzerinde dengeli bir şekilde kaldığını görerek, başarma duygusunu yaşayabilecek. 2 – 3 yaşındaki çocuk, deneme – yanılma yoluyla öğreniyor. Çevresi düzenlenmiş. Kontrol altına alınmış bir ortam, çocuğun daha bağımsız hareket etmesini sağlayarak öğrenmeyi destekliyor.

Çocuklar, sosyalleşmenin başladığı 2,5 – 3 yaşlarında, annelerinden uzaklaşmaya başlamalı. Çünkü çocuk, genellikle bu yaşlarda okul öncesi merkezlerine gitmeye başlıyor. Annesine bağımlı olan çocuğun, bu devreyi atlatması zor olabiliyor. Ancak başlangıçta çocuğun okula karşı bir tepki duyabileceği ve bağımsız hareket etmesinin zaman alabileceği unutulmamalı.

Sağlıcakla Kalın.

#Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın!

Yazar: Annemce

Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir