Bebeğinizin ağlaması ve huysuzluğu karşısında bazen kontrolü kaybediyorsanız, kesinlikle kendinizi “kötü bir anne” olarak etiketlendirmeyin. Zaman zaman her annenin yaşadığı bu dönemlerin kolayca üstesinden gelebilirsiniz. Biraz sabır, biraz sükunetle.
“Bebeğimi sıkıca tutup, salladım, sonra da ona avazım çıktığı kadar bağırdım. Bu sinir krizinin ne kadar sürdüğünü hatırlamıyorum. Belki bir saniye, belki bir dakika… Ancak bildiğim tek şey, bu anı hiçbir zaman unutamayacağım. Ne kadar çaresiz ve korku içinde bağırıyordu. Ben ise, ona o kadar öfkeli ve nefret dolu davranmıştım. Kendimi çok kötü hissediyorum ve suçluluk duygusu içerisindeyim. Bazen kendime “ben anneliği beceremiyorum” diyorum. Daha on aylık bir bebeğin bile hakkından gelemiyorum. O ağlıyor, ağlıyor ve ağlıyor… Ben ise bir şey yapamıyorum.” Bir okurumuzun bu çaresiz satırları, belki de birçok annenin dile getiremediği ortak sorunlarına ayna tutuyor.
Bebeğe duyulan inanılmaz yoğunlukta sevgi nasıl birden tahammülsüzlüğe ve öfkeye dönüşebilir? Anne olmuş bir kadın bu soruyu bir türlü cevaplayamazsa bile, bunu sık sık yaşamak zorunda kalır. Halbuki doğumdan hemen sonraki ilk buluşma inanılmaz bir sevgi gösterisidir. Bebekle ilk karşılaşma eşi bulunmayan bir duygu, ömür boyu unutulmayan bir andır.
Sinir krizleri ve yarattığı sorunlar
Bebeklerini yardımcısı olmadan tek başına büyüten anneler, birçok kez kendi güçlerinin sınırlarını aşarlar. Böyle anlarda sinirler iyice gerilir, anne olarak kendini yetersiz hissetme duygusu ağır basar. Çocuğun hiç bitmek bilmeyen bağırmaları ise annenin sinir krizine tuz biber olur.
Birden kontrolü kaybeden anne bebeğine avazı çıktığı kadar bağırmaya başlar ve hatta bazen hırpalar. Bu sinir krizi anlarının sık sık yaşanmaması ve çocuğu hırpalamada aşırıya kaçılmaması için annelerin kesinlikle yardım almaları gerekir. Çünkü annenin sık sık kontrolü kaybetmesi çocuğa olumsuz yansır ve sağlığını bozar:
- Sinir krizi sırasında bağırmanız çocuğunuzda şok etkisi yaratır.
- Bağırmakla birlikte çocuğunuzu kollarından tutarak sıkıca sarstığınızda beyin kanaması ve travması riski ortaya çıkar.
- Aynı zamanda çeşitli damarların ve sinirlerin zedelenmesi de söz konusu olabilir.
- Çocuğu sertçe kaldırdığınızda ya da yatırdığınızda kırıklar ve iç kanamalar ortaya çıkabilir.
Patlamadan önce
Sinirlerinizin iyice gerildiğini hissettiğinizde, patlamadan önce şunları yapın:
- Hemen odadan çıkın! 10 kere derin derin nefes alıp verin ve kendinizle konuşarak sakinleşmeye çalışın.
- Bir kağıda neden bu kadar sinirlendiğinizi yazın. Yazdıklarınızı arka arkaya okuyun ve çözüm bulmaya çalışın. Çözüm bulamasanız bile, okudukça gerçekte ne kadar ufak şeylere sinirlendiğinizi görüp güleceksiniz!
- Sevdiğiniz ve güvendiğiniz bir insanı arayın. Onunla konuşarak sakinleşmeye çalışın.
- Bebeği birkaç saatliğine başkasına bırakın. Örneğin bebeğinizi babasına, büyükannesine ya da bakıcıya güvenle teslim edebilirsiniz. Siz de bu süre içerisinde kuaföre ya da güzelik salonuna gidin. Alışverişe gidip kendinize güzel bir şeyler almanız da sinirlerinize iyi gelecektir.
Bebek ile hayat için öneriler
Bebeğiniz ile yaşama alışmak için gerekli olan temel önerilerimize kulak verin ve bir kenara not edin:
- Hayatınızın yeni ritmine ayak uydurmaya çalışın. Kendinizi bu ritme bırakın ve üzerine çıkmaya çalışmayın. Daha iyisini yapmaya çalışırken çok fazla strese girersiniz. Kesinlikle bebeğin bakımını tam yapacağım derken, kendi bakımınızı ihmal etmeyin. Sık sık duşa girin, uykunuzu almaya çalışın ve beslenmenizi ihmal etmeyin. Aksi takdirde beden sağlığınız bozulacaktır ve bu, ruh sağlığınızın bozulmasını da beraberinde getirecektir.
- “Mükemmel bir kadın olma” fikrinden vazgeçin. Her alanda mükemmel olmanız zaten mümkün değil. Bebeğiniz uyuduğu zaman evi temizlemek yerine biraz dinlenin. Nasıl olsa işler bir şekilde halledilir, yeter ki siz kendi sağlığınızı bozmayın!
- Hoşunuza ne gidiyorsa onu yapın. Bebeğiniz ile birlikte koltukta şımarmak ikinizin de hoşuna gidiyorsa, neden bunu sık sık yapmıyorsunuz? İlla olması gerektiği gibi bebeğinizin saati saatine uykusunu alması, yemeğini yemesi ya da banyosunu yapması gerekmez. Bazen bunun dışına çıkabilirsiniz.
- Çevrenizdeki insanlarla kontak kurmaya çalışın. Sadece bebeğinize konsantre olmayın. Arkadaşlarınızla bir şeyler yapın, hobilerinizden vazgeçmeyin. Tüm bunlar sizi dış dünyaya ve bebeğinize daha çok bağlayacaktır. Diğer annelerle de sık sık görüşün. Böylece sorunları olan tek annenin siz olmadığınızı göreceksiniz.
Mutluluk düğmeye basmakla gelmiyor
Uzmanlar bebeğe duyulan öfkenin çok normal olduğunu söylüyorlar. Çünkü ilk defa anne olmuş kadın, ilk aylarda ufak bir şok yaşıyor. Kendilerini adeta minicik bir insanın kölesi gibi hissediyorlar. Ancak uzmanlar bu annelerin sorunlarını dile getirmediklerini de vurguluyorlar. Anne, sorunlarını dile getirdiğinde utanıyor ve kendini yetersiz hissediyor. Çünkü eşi dahil herkesin ondan “mükemmel bir anne” olmasını istediğini zannediyor. Oysa çevresinde hiç kimse böyle bir şeyi ondan talep etmiyor.
Zaten uzmanlar aynı zamanda, sinirli annelerin “kötü anne” olmadıklarını savunuyorlar. Eşlerine oranla bebekle daha sık beraber olduklarından, daha fazla stres altındalar. Aynı zamanda ev işleri ve eşlerine karşı olan davranışlarında da mükemmel olmak istiyorlar. Tüm bunlar stresin katlanmasına yol açıyor. Ancak çok sık gelen sinir krizlerine dikkat! Çünkü sık sık tekrarlanan sinir krizleri tehlike sinyalleri veriyor. Kontrolü kaybeden anneler sinirlerini rahatlatmak için başka olaylara kanalize olmalılar. Böylece yüklenen stres deşarj olma imkanı bulur ve sinirlilik hali bebeğe yansımaz.
Sağlıcakla Kalın.