İçindekiler
Sivilce ve alerjiler, şekil almayan kuru ve yıpranmış saçlar, bebekte yara olmuş bir popo, dişlerde sarımtırak belirtiler. Doğal tedavi yönteminde bunlar için de çözüm yolları olduğunu hatırlatalım.
Çevre ve bizim aramızdaki koruyucu tabaka cildimiz, en büyük organımızdır. Cilt, yetişkinlerde yaklaşık iki metrekarelik bir yüzeyi kaplar. Çok zayıf insanlar da bile sadece bir kaç milimetre daha incedir. Cilt, duyuların oluşmasına yardımcı olur, yabancı maddelerden ve hastalığa yol açan mikroplardan korur, zehirli maddelerin vücuttan arındırılmasına etki eder. Cildin pembe veya soluk durması (genlerden hariç) ruhsal ve bedensel durumlara bağlıdır. Fakat bu durum gün akışına bağlı olarak hormonlar ve sinirler ile değişir.
Stresli ve yoğun iş hayatı, yanlış besin maddeleri tüketimi, çok az temiz hava alımı gibi durumların belirtileri ciltte görülebilir. Ayrıca ciltteki değişimler farklı hastalıkların habercisi de olabilir. Doğal tedavi, cildin sağlıklı kalması için ve ortaya çıkan bazı problemlerin giderilmesi için birçok yöntem sunar. Fakat kronik rahatsızlıkların uzman doktorlar tarafından da kontrol edilmesi gerekir.
Tabii sağlıklı bir cildin de bakıma ihtiyacı vardır.
Bunun için bazı yöntemler:
İyi bir kan dolaşımı: Kan dolaşımını hızlandırmak için her sabah göğüs masajı yapılmalıdır. Okul çocukları bile masajlar sayesinde kendilerine gelebilir ve kendilerini güne hazır hissedebilirler. Bebekleri ve ufak çocukları banyo yaptıktan sonra havluyla kurulamak, kan dolaşımını hızlandırır. Ayrıca hareket etmeyi ve soğuk – sıcak duşların yararları da unutulmamalıdır. Bunun dışında hızlı bir tedavi olarak biberiye ve kafur yağları kullanılabilir. Bunların koku yayan lambalara konulması uygundur. Bu yağlar aynı zamanda yüz buharı için de idealdir. Sigaradan dolayı soluk duran bir cilt için çok etkili bir yöntemdir.
İçten bakım: Her cilt tipi farklı tepkiler verir. Bu nedenle haşlanmış yiyeceklerin tüketilmesini ve kırmızı et tüketiminin azaltılmasını söylemek uygun olmaz. Fakat ciltte olumlu etki yaratan vitaminler vardır. Bunlardan en önemlisi A vitaminidir. Havuç, brokoli, süt, yumurta sarısı gibi besin maddelerinde bulunur. Bunun dışında B vitamini de cilt için yararlıdır. B vitamini soya mamullerinde ve tahıl ürünlerinde, kırmızı ette, muzda ve bira mayasında vardır. Ayrıca E vitaminini bitkisel yağlar, yumurta sarısı, soya, tahıllar içerir. Fakat önemli olan sağlıklı besinlerin düzenli ve sindirilerek tüketilmesidir. Aksi takdirde bunların da cilde fazla yararı olmaz.
Dıştan bakım: Günümüzde, cildin aşırı temizlenmesinden dolayı da bazı fonksiyonlarını yitirdiği bilinir. Bu nedenle cildin tahriş olması engellenmelidir. Bundan dolayı sıcak bir banyo haftada en fazla iki kere yapılmalıdır. Bu durum bebekler için de geçerlidir. Ayrıca güzellik banyoları daha uygun olabilir. Bunun için banyoya kepek veya ketentohumu dökülebilir. Ayrıca tereyağı alınmış süt de konulabilir.
Katılgan dokuyu güçlendirmek, portakal görünümlü bacaklardan korunmak: Bunun için tarçın kökünden, ısırgan otundan yapılan çaylar içilebilir. Bunların üç hafta boyunca her gün içildiği takdirde mucizeler yarattığı düşünülür. Silisik asit de iyi gelir, bunlar draje veya jel şeklinde kullanılabilir. Ayrıca eczanelerden temin edilebilen silisik besin maddeleri de vardır. Bunlar organizmayı ve ayrıca tırnakları, saçları da güçlendirir.
Sivilceli ciltlere bakım
Cildin tahriş olması, sivilcelenmesi veya akne gibi durumlarda da doğal yöntemler yardımcı olabilir. Fakat cilt hiçbir şekilde düzelmiyorsa, mutlaka bir cildiyeciye gidilmelidir.
Her tür cilt problemleri için öneriler: Şifalı topraklar her türlü cilt sorunu için iyi gelir. Bunu ılık suyla bir bulamaç haline getirerek yüze ve gerekli olan durumlarda sırta sürmek ve kurumasını beklemek gerekir. Daha farklı bir karışım elde etmek isteyenler 2 çay kaşığı yoğurdu, 1 çay kaşığı balı, 1 yumurtanın sarısını ve 1 çay kaşığı buğday yağını karıştırarak yüzlerine sürebilirler. Bu karışım kuruduktan sonra ılık suyla, hafif dokunuşlarla ciltten arındırılmalıdır. Çok hassas ciltlerde bu karışım uygulandıktan sonra nemlendirici kullanılabilir.
Sivilceli ciltler: Haftada bir kez tuzlu deniz suyu ile banyo yapılmalıdır. Tuzlu su eczanelerden de temin edilebilir.
Pürüzlü yüzler: Çam ağacı, kovan otu, bergamot büyük gözenekli ciltler için idealdir. Badem ve portakal kuru ciltler için; gül tahtası kepekli ve lekeli ciltler için uygundur.
Sivilceler: Meyve asidi veya limon suyu ile sivilcelerin üstü ıslatılmalıdır. Bu şekilde sivilceler daha çabuk kurur. Meyve asidinin ve limon suyunun bir kaç damla su ile karıştırılması daha uygun olur.
Ciltte meydana gelen döküntüler: Menekşelerle yapılan buhar banyoları veya bezlerle yapılan kompresler ciltte meydana gelen döküntülere iyi gelir. Cilt çok hassassa papatya çayı daha iyi gelebilir. Erik çayı içmek de yararlıdır. Bu çay karaciğeri dengeler. Ayrıca yüzde meydana gelen döküntülerin nedeni birçok kez karaciğere bağlıdır. Alerjik döküntülerde lavanta yağı, su ile inceltilebilir ve yüze sürülebilir. Kaşıntılara karşı soğuk su ile kompresler yapılabilir. Çok yoğun kaşıntı hissinde kalsiyum gerekli olabilir. Ayrıca temiz hava da önemlidir. Bunun dışında fönle de cilde hava püskürtülebilir.
Siğil: Siğillerin üstüne tuzlu soğan suyu sürülebilir. Soğan suyunu temin edebilmek için, büyük bir soğan doğranır ve kaşıkla suyu dışarı çıkartılır.
Bebekler yumuşaklığı sever
Günlük bakım: Bebeklere soğuk kış aylarında kılıç otu yağı uygulanabilir. Bu hem bebekleri ısıtır hem de soğuk algınlığından korur.
Banyo için takviyeler: Banyo suyunun içine papatya, kepek gibi bitkiler konulabilir. Bunlar bebek cildini yumuşatır ve ayrıca bebekleri de rahatlatır.
Alerjik deri döküntüleri: Banyo suyuna yeni hazırlanmış ılık ada çayı takviye edilebilir. Ayrıca yara olan popoların kremlenmesi gerekir ve bebeğin çıplak bırakılması da uygundur.
Nörodermit: Bu gibi deri sorunlarında bebeklere yulaf ezmesi ile banyo yaptırmak gerekir. 500 gr yulaf ezmesi 4 litre ılık suda yumuşatılabilir. Bebek kompreslerle yıkanmalıdır. Eğer bebeğin vücut derisinde bir iyileşme gözlemlenmiyorsa, mutlaka bir cildiye uzmanına başvurulmalıdır.
Kuru ve yıpranmış dudaklar: Bir kaç aylık bebeklerde dudak çatlaması normal olarak kabul edilir. Fakat buna rağmen bebeklerin dudakları bakım ister. Bu nedenle bebek cildine uygun nemlendirici kremler kullanılabilir. Bunun yanı sıra badem yağı gibi doğal nemlendiriciler de bebeklerde uygulanabilir.
Egzama: Egzema ile kaplı olan bölgelerin günde birkaç kez ilık çayla silinmesi gerekir. Bu bölgeler genellikle yanaklarda, bazi durumlarda da bütün yüzde görülebilir. Egzama ile kaplı yüz bölgelerinin menekşe, papatya gibi çaylarla silinmesi uygun olur. Ayrıca bu çaylar bebeklere biberonla da içirilebilir. Hangi çayın daha iyi geldiğine karar verilmelidir. Bunun dışında doktorla da görüşülebilir. Fakat bebek cildinde oluşan egzamalar genellikle kendiliğinden geçer.
Saçlar doğal güzelliğine kavuşabilir
Saç dökülmesi: Saçların sağlığını yitirmesinin, doğal parlaklığını kaybetmesinin bir çok nedeni vardır. Bunun en belirgin sonucu da saç dökülmesidir. Saç dökülmesine karşı birçok farklı ürün vardır. Fakat doğal otlar ve yağlar sayesinde de saç dökülmesi engellenebilir. Saçların daha sağlıklı görünmesini sağlamak için, saçlara yıkamadan önce jojaba yağı, hindistancevizi veya acibadem yağı sürülebilir. Bunlar saça parlaklık verir. Aynı zamanda saç derisini beslediğinden saçların dökülmesi de önlenebilir.
Bunun dışında ısırgan otu veya biberiye otu ile yapılan çaylar da saçlara canlılık verir. Ayrıca biberiye yağı da saçların doğal güzelliğine kavuşması için önemli bir etkendir. Biberiye yağı banyodan önce saç diplerine masaj yapılarak uygulanabilir. Sıcak havlu ile saçların kapatılması, etkiyi güçlendirir. Yarım saat bekledikten sonra saçların yıkanması gerekir.
Dolgun saçlar: Dolgun saçlar bütün kadınların en büyük hayalidir. Fakat günlük stres, iş hayatı, kirli ve tozlu hava saçların doğal dolgunluğunu yitirmesine neden olur. Fakat günümüzde şampuandan sonra kullanılabilen ve saçlara dolgunluk veren saç kremleri vardır. Ayrıca bitkilerle de saçların dolgunluk kazanması mümkündür. Saçlara dolgun görünüm veren en önemli doğal bitki; soya tohumu çayıdır. Soya tohumundan elde edilen çayın soğuduktan sonra saçlara uygulanması mümkündür. Fakat bu işlemi saçlar şampuanlandıktan sonra yapmak gerekir. Ayrıca saça uygulanan soya tohumu çayının yıkanması da gerekmez.
Parlak saçlar: Yukarıda belirtilen bazı dış etkenler saçların parlamasını da engeller. Bu nedenle saçların doğal parlaklığına kavuşmaları için bazı şifalı bitkiler vardır. Bunlardan bazıları; pirinç veya yulaf kepeğidir. Bunların sıcak suda haşlanması gerekir. Çıkan su süzüldükten sonra, soğuması beklenmelidir. Bundan sonra temiz saçlara sürülebilir ve 5 dakika beklendikten sonra saçların durulanması gerekir. Böylece saçlar eski parlaklığına kavuşabilir. Ayrıca saç dipleri kuvvetlenir.
Şişiklerde ve morluklarda ilk yardım
Şişikler, morluklar, burkulmalar: Arnikanın ılık su ile karıştırılması gerekir. Şiş, mor veya burkulmuş bölgelerin üstüne bunlarla kompres yapılmalıdır. Bunun günde bir kaç kez tekrarlanması gerekir.
Ufak yanıklar: Ev kazalarında en çok meydana gelen durum yanıklardır. Ufak yanıklarda yanan bölgenin üstüne soğuk su tutulmalıdır. İnceltilmiş sirke de yanıkların üzerine uygulanabilir. Fakat şiddetli ve kabarcıkların oluştuğu yanıklarda sirke kullanılmamalıdır.
Böcek sokması: Böcek sokması çok sık rastlanan bir durumdur. Bu nedenle bazı önlemlerin alınması gerekir. Fakat böcek sokmasında ilk yardım olarak iğnenin çıkartılması ve sokulan bölgenin sıkıştırılması gerekir. Bu aşamadan sonra bu bölgenin üstüne soğan suyu veya nane yağı sürülebilir. Fakat ağız veya boğaz bölgelerinde meydana gelen sokmalarda, çocuğun mutlaka hemen bir doktora götürülmesi gerekir.
Kesikler: Derin olmayan ufak kesiklerde, kesiğin üstü su ile temizlenmelidir ve üzeri bir sargı ile örtülmelidir. Fakat derin kesiklerde mutlaka bir doktora gidilmelidir. Çünkü kesiğin dikilmesi de gerekli olabilir.
Bembeyaz dişler
Beyaz dişler: Dişlerin sararmasındaki en büyük etken sigara ve kahve kullanımıdır. Fakat yanlış beslenme sonucu olarak da dişlerde sarımtırak belirtiler görmek mümkündür. Dişlerin beyazlamasını sağlamak için günümüzde birçok farklı ürün piyasaya çıkmıştır. Ayrıca diş doktorlarının da bu konuya ilişkin yeni çözüm yolları sundukları bir gerçektir. Fakat dişlerin beyazlatılması evde de uygulanabilir.
Bunlardan en önemlisi dişlerin karbonat ile fırçalanmasıdır. Fakat karbonat diş etlerine zarar verebilir. Bu nedenle bu işlemin sık aralarla tekrarlanması uygun olmaz. Ayrıca diş ipi ile dişlerin temizlenmesi de önemli bir faktördür.
Sağlıcakla Kalın.