Çocuklar daha anne karnındayken eğitilebilir mi? Bazı bilim adamları hamile kadınlara çocuklarının ileride dahi olacakları sözünü veriyor. Daha doğumhanedeyken anne diyen, 3 yaşındayken piyano çalan, 10 yaşındayken üniversiteyi bitiren çocukların haberlerini medyada sürekli izliyoruz. Bunlar herhalde bebeklere doğum öncesinde verilen eğitimden kaynaklanıyor. Bu uygulama bazı kadınların aklını karıştırıyor.
Anne adayı, çocuğunun kreşte, okulda ve mesleğinde başarılı olabilmesi için, bebeğini ana rahmindeyken mi eğitmeye başlamalı? Yoksa bebeğinizin dahi olması bir alete mi bağlıdır? İngiltere piyasalarında bu yılın başından itibaren anne adaylarının karınlarına bağlamaları için bir alet satılmaya başlandı. Bu aletle bebeklere iki saat boyunca ritmik dalgalar veriliyor.
Doğumdan sonra bebekler daha uyanık, daha dengeli ve öğrenmeye daha açık oluyorlar. Bunun ardında yatan düşünce ise, uyarılmamış beyin hücrelerinin (nöron) doğumda ölmesidir; çünkü bunlar hafızalanamaz. Beyin hücrelerinin çok olması, düşünme yeteneğini geliştirir. Fakat nörologlar bu fikre karşılar. Onlara göre doğru olan tek şey, çocukluk döneminde sağırlık veya körlük nedeniyle bazı beyin hücrelerinin kullanılmamasıdır.
Düşünmeyi sağlayan nöronlar 30. yaştan itibaren geriler, 80 yaşındaki bireylerin nöronlarının yüzde 20’si ölmüştür. Ama nöronların doğum esnasında ölmesi söz konusu değildir. Bazı uzmanlara göre ultrason muayenesinden geçmiş bebekler daha zeki olur ve daha az ağlar. Fakat hiç kimse bunun o alete mi yoksa annelerin doğmamış bebeğiyle daha yakından ilgilenmesi sonucu mu olduğunu kanıtlayamıyor.
Bebeğinizin bir dahi olup olmaması sizin elinizde
Bu ses makinesi bebeğinizin bilgeliği için son çare değildir. Bunun için başka seçenekler de vardır. Anne adayları doğmamış bebeğine müzik dinletebilir, karina hafifçe vurabilir, bunun için birçok yöntem vardır. Birtakım bilim adamlarına göre bebek böyle yöntemlerle 3’e kadar saymayı bile öğrenebilir. Bazı ülkelerin sağlık bakanlıkları bilim adamlarına bu tür denemeleri yasaklamış, bunun nedeni ise, yeni doğan bebeklerin de özürlü olmaya hakları olduğudur.
Konuyla ilgili bazı uzmanlara göre bu tür girişimler tehlikeli de olabilir. Doğmamış olan bebek kendini tehlikelerden koruyamaz. Yeni doğan bir bebek annesinden sıkılınca, bunu ona gösterebilir. Yüzünü ekşitir, kendini başka bir yere yönlendirir veya ağlamaya başlar. Psikologlar, annenin karnındaki çocuğu programsız da geliştirebileceklerini söylüyorlar. Bunu başarmak duygusal temaslarla mümkün oluyor. Ayrıca böyle bir uygulama yeni bir buluş da değil.
Zaten birçok anne adayı bunu içgüdüsel olarak yapar, çünkü bu bir ihtiyaçtır. Karnındaki bebekleriyle konuşur, onlarla birlikte müzik dinler (psikologlara göre bu yöntem ses makinelerinden daha mantıklı), onunla sallanır ve ona gelecekteki planlarını anlatır. Bebek de bu iletişime tekmeleyerek cevap verir. Doğmamış bebeklerle yapılan böyle temasların ne kadar etkili olduğunu araştırmalar göstermektedir. Doğmadan önce anneleri tarafından ilgi görmeyen bebekler ilgi görmüş olanlara oranla daha yavaş gelişir.
Sağlıcakla Kalın.