in

Anne Karnında Bebeğin Beslenmesi ve Gelişimi

Gönderi paylaş:

Anne Karnında Bebeğin Beslenmesi noktasında her hamile kadın endişe içindedir. Çoğu hamile anne adayı anne olacağını öğrendikten ve bunun ilk sevincini yaşadıktan kısa bir süre sonra endişeye kapılıyor. Gözle göremeyeceğimiz kadar küçük, döllenmiş bir yumurtadan, 9 ay içinde ortalama 3 kg’lık bir bebek oluşuyor. Bu, oldukça büyük bir değişim. Anne karnındaki bebek kendi hayatı için kendi savaşıyor. Kadın hamile olduğunu öğrenmeden önce bebek, gelişimi için gerekli olan ihtiyaçlarını karşılıyor. Annesinin kanından enerji ve oksijen alıyor.

Anne karnındaki bebeğin beslenmesi ve oksijen alması için plasenta gelişiminin çok önemlidir. Plasenta bebeğin hücrelerinden oluşuyor. Burada bebeğin ve annenin kan dolaşımı birbirine karışıyor. Besin maddeleri ve oksijen, göbek kordonu yoluyla anne karnındaki bebeğe ulaşıyor. Oksijen geri dönerek yenileniyor.

Anne Karnında Bebeğin Beslenmesi

Plasenta sadece yiyecek deposu değil, aynı zamanda anne karnındaki bebeğin ciğerleri, böbrekleri ve tiroid bezi görevinde. Dolayısıyla anne karnındaki bebeğin giderek artan ihtiyacının karşılanması için ilk aylarda plasentanın gelişimi bebeğinkinden önemli. Plasenta, gebeliğin ilk yarısına kadar anne karnındaki bebekten daha ağır oluyor. Gebeliğin ilk yarısından sonra ise bu durum tersine dönüyor.

Ancak plasenta da anne karnındaki bebeğin yeterince gelişebilmesi için büyümeye devam ediyor. Gebeliğin 32. haftasından sonra bebeğin kilosu hızla artıyor. Artık anne karnındaki bebek günde 30-35 gram almaya başlıyor.

Doğumdan iki hafta önce plasentanın gelişimi duruyor. Bebeğin normal doğum kilosu yaklaşık olarak 2500- 3500 gr’dır. Ancak vaktinde doğan bebeklerin yüzde 10’u 2500 gr’ın altında oluyor. Peki bu onların anne karnında aç kaldığı anlamına mı geliyor?

Bilim adamları, embriyo döneminde yeterince besin alamayanların, yetişkin olduklarında dolaşım hastalıklarına yakalanma riskinin daha yüksek olduğunu söylüyor. Bununla birlikte çocuğunun ileride yetersiz beslenmesinden dolayı geçirebileceği karaciğer ve böbrek bozuklukları da anne adaylarını endişeye sokuyor. Peki, hiç kendinize anne karnındaki bebeğin neden yeterince beslenemediği sorusunu sordunuz mu? Doğum uzmanları, gebeliğin ilk gününden itibaren plasentanın gelişiminde görülen bozuklukların, embriyonun gelişimini etkilediğini ve düşüğe neden olduğunu söylüyor.

Düşüğe neden olan diğer etkenler ise hatalı kromozomlar ve kan dolaşımındaki bozukluklar. Bu tür rahatsızlıklar daha çok kronik kalp, böbrek, karaciğer bozukluğu veya şeker hastası olan kadınlarda ortaya çıkıyor.

Anne Karnında Bebeğin Sağlıklı Beslenmesi İçin Sigarayı Bırakın.

Anne Karnında Bebeğin Sağlıklı Beslenmesi İçin Sigarayı Bırakın.
Anne Karnında Bebeğin Sağlıklı Beslenmesi İçin Sigarayı Bırakın.

Doğum uzmanları, gebelik dönemi den önce sigara içen kadınlara, sağlıklı ve bol vitamin alarak beslenmelerini, bol  sıvı tüketmelerini söylüyor. Sıvı, kan dolaşımını güçlendiriyor ve anne karnındaki bebeğe yeterince besin ulaşmasını sağlıyor.

Hamilelik öncesi ve sırasında sigara içen ve yüksek tansiyonlu anne adayları da yüksek risk altında. Daralmış damarlar yeterince kanın, plasentaya ve dolayısıyla anne karnındaki bebeğe ulaşmasını engelliyor. Zamanla bu duruma uyum sağlayan bebek kendisine ulaşan besinleri az tüketmeye ve az hareket etmeye başlıyor. Gerçi beyin ve kalp besleniyor ama bebeğin diğer organları daha az gelişiyor. Plasenta da bu duruma uyum gösterebiliyor. Bebeğin gereksinimi azaldığı için plasenta küçük kalabiliyor ve plasentada erken yaşlanma belirtileri görülebiliyor.

Hekim Kontrollerinizi İhmal Etmemelisiniz

Düzenli olarak kontrolünü yaptıran hamile kadınlar, problemlerin erken teşhis edilmesi konusunda daha şanslı. Ultrason sayesinde tıp, anne karnındaki bebeğin ne kadar büyüdüğünü ve yeterince gelişip gelişmediğini görebiliyor. Bu nedenle gebe kadınların düzenli olarak muayeneye gitmeleri hem kendileri hem de bebek için hayati önem taşıyor.

Gebeliğin 10.-12. haftasında yapılan ilk ultrason muayenesinde bebeğin boyu ölçülmeli ve buna bağlı olarak olası doğum tarihi saptanmalı. Ayrıca gebelik haftasının doğru saptanıp, saptanmadığı da kontrol edilmeli. Eğer gebeliğin başlangıç tarihi yanlışsa, anne karnındaki bebeğin gelişiminde aksaklık olduğu kolayca anlaşılmaz. İkinci ultrason muayenesi ise gebeliğin 20.- 22. haftalarında yapılmalı. Bu dönemde doktor kesin olarak bebeğin gelişiminin orantılı olup olmadığını tespit edebiliyor.

Eğer doğum uzmanı, anne adayının risk grubunda yer aldığından şüpheleniyorsa doppler ultrasonografi yardımıyla teşhisinin doğruluğunu saptayabiliyor. Böyle bir durumda rahime giden atardamardaki kan akımı doppler ultrasonografi yardımıyla değerlendirilerek gebeliğin ileri haftalarında problem çıkıp çıkmayacağı saptanabiliyor.

Anne karnındaki bebeğin yeterince gelişmediği saptandığında çoğu zaman gebe kadına, kanın sulanması için Bebek aspirini verilebiliyor. Bebek Aspirini aynı zamanda plasenta yolunun tıkanmasını da önlüyor.

Anne karnındaki bebeğin şekillenmeye ve kilo almaya başladığı 30.-32. gebelik haftalarında üçüncü ultrason muayenesi yapılıyor. Doktor bu son ultrason muayenesinde bebeğin yaşına uygun gelişip gelişmediğine bakıyor. Özellikle bu dönemlerde ortaya çıkan gebelik hipertansiyonu ya da şekeri, anne karnındaki bebeğin yeterince beslenmesini engelleyebiliyor. Bu nedenle anne ve anne karnındaki bebek dikkatlice izlenmeli.

Anne karnındaki bebeğin hayatı tehlike altında olması durumunda, doğum mümkünse sezaryenle gerçekleştirilmeli, doğan bebek yeni doğan yoğun bakım ünitelerinde yatırılmalıdır.

Çoğu anne adayı, gebeliğin normal şartlar altında gelişmediğini hissediyor. Bunu çoğunlukla bebeğin az hareket etmesinden anlıyorlar. Doğum uzmanları, anne adaylarına, bebeğin günde kaç kez hareket ettiğini saymalarını tavsiye ediyor. Eğer anne karnındaki bebek günde on kereden az hareket ediyorsa, gebe kadın kendisi ve çocuğunun emniyeti için doktora görünmeli.

Doğum ağırlığının normalden düşük olması tek başına bebeğin yeterince gelişmediğinin işareti değil. Düşük doğum ağırlıklı bebeklerin yüzde 10’unda bu durum kalıtsaldır ve doğumdan kısa süre sonra bu bebekler normal ağırlıklarına kavuşmaktadırlar.

Sağlıcakla Kalın.

#Beğendiyseniz Yıldız Vermeyi Unutmayın!

Yazar: Annemce

Annemce, kadın ve çocuk sağlığı, hamilelik, bebek sağlığı, tüp bebek konularında bilgili uzman kişilerden oluşmaktadır. Sorularınızı Lütfen Yorum Bölümü veya Soru Cevap Forumundan Bizlere İletebilirsiniz.

One Comment

Leave a Reply

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir