Anne – babalar ve anaokulu öğretmenleri arasında çıkan kavgalara sık rastlanır. Her iki taraf da kendine göre haklıdır. Aileler ve anaokulu yönetimleri arasında anlaşmazlıklar çıkması az rastlanan olaylar değildir. Bu anlaşmazlıklar çok çeşitli nedenlere dayanır.
Her anne baba çocuğu için en iyisini ister
Ana – baba olarak çocuğumuzu bir anaokuluna göndermeye karar vermekten başlayan bir tercihler ve öncelikler sıralamamızın olması çok önemlidir. Çünkü çıkan anlaşmazlıkların büyük çoğunluğu önceliklerin ve isteklerin karşılıklı olarak ulaştırılamamasından kaynaklanmaktadır. Her anne – baba çocuğunun mümkün olduğu kadar iyi bakılmasını ve özen görmesini ister. Her ailenin ve çocuğun kendine özgü özellikleri vardır.
Anne – baba olarak yapmamız gereken ilk şey çocuğumuzun anaokuluna başlamaya hazır olup olmadığını kontrol etmek ve değilse onu bu yaşantıya hazırlamaktır. Daha sonra da iyi bir anaokulu seçmektir.
İyi bir anaokulu dediğimizde değerlendirilmesi gerekenler:
- Fiziki çevre,
- Sağlık ve emniyet şartları,
- Beslenme,
- Yönetim,
- Personelin nitelikleri,
- Personel – ana – baba etkileşimi,
- Personel – çocuk etkileşimi,
- Eğitim programı,
- Çocuk – çocuk etkileşimi,
Bu sıralamada maddelerin öncelikleri bizim tercihlerimizle ilişkilidir. Seçtiğimiz anaokulu ile aramızda uyuşmazlıkların rahatsız edici boyutlarda olmaması için, bu şartları çok iyi gözleyip araştırmamız gerekir. Bu şartlarda ikna olduktan sonra çıkan uyuşmazlıklar uygun ifadelerle iletildikleri müddetçe çözümlere ulaşılır.
Anne-babalar ve anaokulu işbirliği yapmalı
İyi bir tercih yapmak, anlaşmazlık çıkma olasılığını hemen hemen yarıya indirir. Seçiminizi yaptıktan sonra bize düşen, bu şartların devamlılığını gözlemek ve çocuğumuzun kuruma uyumunu kolaylaştıracak şartlara yardımcı olmaktır. Bazen anne-baba olarak anaokulundan beklentilerimiz çok yüksek ve objektif olmayan boyutlarda olabilir. Bu nedenle kendi beklentilerimizin boyutlarını hem çocuğumuz, hem de kurum açısından objektif düzeylere getirmemiz gerekir.
Anaokulu bizim çocuğumuzda olmasını istediğimiz her şeyi gerçekleştirmeye yardımcı olamayabilir. Bu gerçekleştirmenin bizden ve çocuğumuzdan kaynaklanan sebepleri olduğunu da kabul etmemiz gerekir. Yaptığımız seçimin iyi bir seçim olduğuna inanıyorsak, kurumla işbirliğine girmeli çocuğumuzun gelişimi için gerekli şartların oluşturulmasında rol almalıyız.
Kurumun eksiklerini gören bir bakış açısı yerine, eksikleri yapıcı bir şekilde ileten bir tarz içinde olmalıyız. Çocuğumuzun yanında yaşadığımız olumsuz duyguları ifade konusunda da dikkatli olmalıyız. Herkes zaman zaman hata yapabilir Öğretmenin veliye göre iyi olması onun beklentilerine bağlıdır. Bu aşamada dikkat etmemiz gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:
- Sizi rahatsız eden veya memnun olduğunuz şeyler için görüşme talep edin.
- Var olan sorunlar için suçlayıcı değil, uzlaşmacı ve çözümden yana olun.
- Rahatsızlıklarınızı belirtirken öğretmeni hedef almayın.
- Sorunlar konusunda objektif olun.
- Çocuğunuzun bir grup içinde olduğunu hatırlayarak, öğretmenden ekstra ilgi beklemeyin.
- Sıkıntılarınızı ifade ettikten sonra değişim olabilmesi için zaman tanıyın.
- Çocuğunuzun başaramadığı şeylerin faturasını öğretmene çıkartmayın.
- Çocuğunuzla ilgili bilgileri öğretmenle paylaşın, ondan bu konuda yardım isteyin, siz de destek olun.
Kurumla ya da öğretmeni ile ilgili olarak, çocuğunuzun yanında olumsuz ifadelerde bulunmayın. Öğretmenin de zaman zaman hata yapabileceğini kabul edip, daha sonra gerekli önlemlerin alınmasını isteyin. Öğretmenin çocuğunuzla ilgili gözlemlerini eleştiri olarak değil, çocuğunuzun gelişimini destekleyici öneriler olarak değerlendirin. Öğretmeninizin özel görüşme günlerine, toplantılarına katılmaya özen gösterin. Kafanıza takılan şeyleri öğretmene sormaktan çekinmeyin. Çocuğunuzun aktardıklarına göre hareket etmeden önce öğretmene danışın.
Hemen pes etmeyin
Eğer her şeye rağmen bir uzlaşmaya varılamıyorsa, bunun birçok sebebi vardır:
- Öğretmenin zaten işi başından aşkındır. Kendisinin de özel bir takım sorunları olabilir.
- Öğretmen öğrencilerine vakit ayırmak ister, size değil…
- Düşünceler birbirini tamamlamayabilir.
- Öğretmenin, sizin çocuğunuzu sevmediği hissine kapılabilirsiniz, bu çok normaldir.
Ama her şeyi kendi yönünüzden düşünmeyin. Karşınızdakinin de kendine göre haklı olduğunu ve her şeyin bir çözümü olduğunu unutmayın. Bu durumda ne yapmak gerekir? Önce bir – iki ay bekleyin. Eğer durumda hiçbir değişiklik olmazsa, bir görüşme daha talep edin. Bu görüşme esnasında yanınızda bir öğretmenin daha veya anaokulu müdürünün bulunmasını talep edin. Belki o bu durumu açıklığa kavuşturmanıza yardımcı olabilir.
Çocuğunuzun başka bir gruba geçip geçemeyeceğini öğrenin. Olaylar karşısında hemen pes etmeyin. Durumu sonuna kadar takip edin, çünkü söz konusu olan kişi, sizin kendi çocuğunuz. Onun anaokulunda mutlu bir dönem geçirmesi biraz da size bağlı. Ve unutmayın ki, çocuğunuzun mutluluğu ve huzuru, sizin mutluluğunuz ve huzurunuz demek.
Sağlıcakla Kalın.