5 yaşındaki çocukların en sık duydukları iki cümle şöyledir: “Sen bunun için daha çok küçüksün” ya da “Sen artık bebek değilsin” Bu tür ifadeler bu yaşlardaki çocukların gelişim durumunun tam bir aynasıdır. 5 yaşındakiler bu yaş döneminde küçük çocuk ile okul çocuğu kavramının tam anlamıyla ortasında, fakat hangi tanıma ait olduklarını bilmeksizin bir çelişki yaşamaktadırlar. Dolayısıyla hangi gruba dahil olduklarını anlamakta da sürekli sorunlar yaşarlar.
Ancak şartlar ne olursa olsun, 5 yaşındaki çocuklar da kendi benliği olan kişiliklerdir. Ama tıpkı yetişkinler arasında olduğu gibi onlar arasında da farklılıklar vardır: Örneğin mizaçları, sevdikleri oyunlar ya da uyku alışkanlıkları gibi. Ancak gelişimlerinde büyük ve ortak noktalar da vardır. Avrupa’da yapılan bir araştırmada ailelere sorular yöneltilerek elde edilen sonuçlarla çocuk doktorlarına 5 yaşındaki çocukların gelişimi ile ilgi bilgi verilmeye çalışılmıştır. Sorular daha çok çocuğun motorik yeterliliğini ve benliğini, aynı zamanda zihinsel yeteneklerini ve kendini ifade gücünü, özellikle de sosyal bir varlık olarak kaydettiği gelişmeyi içermektedir. Sorular hazırlanırken geç gelişim gösteren çocuklar da uzmanlar tarafından dikkate alınmıştır.
Araştırma Sonuçları
Bu nedenle birçok aile çocuklarının sorulardaki becerileri uzun süredir yapabildiklerini görmüşlerdir. Araştırmaya katılan çocuklar içinde sadece yüzde 5 – 15 arasındaki çocuklar da bildirilen sonuçlar gereken yaş gelişimi içinde olmadıklarını göstermiştir. Böyle durumlarda daha dikkatli bir kontrol gerekli olabilir. Çocuk ilgili bir uzmana gösterilerek bir problemin var olup olmadığı kontrol edilmelidir.
Çocuk kendini yaşıtı olan çocuklar kadar iyi ifade edebiliyor mu? Kendini ifade ederken diğer çocuklarla birebir benzerlik göstermesi önemli değildir. Her çocuk zaman zaman diğerine göre farklılıklar gösterebilir. Bu farklı özellikleri göz önünde bulundurarak çocuğunuzu değerlendirmelisiniz. Çok küçük geri kalmalar sorun yapmak için bir neden değildir.
Aile dışından kişiler de, çocuk bir şeyler anlattığında onu anlayabiliyorlar mı? Önemli olan çocuğun o bölük pörçük konuşmasını ailesinin anlaması değildir. Çocuk yabancılarla bir araya geldiğinde isteklerini, düşüncelerini ve duygularını ifade edebilmeli ve karşısındaki tarafından algılanabilmelidir.
Çocuk kendini yeterince ifade edebiliyor mu? Bu yaşlarda çocuğun konuşması, cümle kuruşları devrik olsa da çevresi tarafından anlaşılabilmelidir. Zaten önemli olan cümlelerinin devrik olması değil karşısındaki tarafından dikkate alınması ve anlaşılmasıdır.
Yine ailelere çocuklarının “sabah”, öğlen” ve “akşam” gibi kavramları bilip bilmediği, başka çocukların duygularını ifade edip edemedikleri (örneğin, mutluluk ve üzüntü gibi) ve hala altlarına yapıp yapmadıkları gibi sorular sorulmuştur.
Tabii bu araştırma için “Ailelerden gelen yanıtların doğrultusunda elde edilecek sonuçlara güvenilebilir mi?” sorusu hemen akla gelmektedir. Ancak bu araştırma 5000 çocuk üzerinde yapılarak elde edilen sonuçların doğrultusunda güvenilirliği sağlanmıştır.
Bu soruların başlıca amacı; çocuk doktorunun, bir çocuğun okula yazdırılmadan önce normal gelişimi içerisinde farklılıklar gösterip göstermediğini zamanında tespit etmesine ve bunun doğrultusunda özel bir teşvik programı hazırlamasına yardımcı olmaktır.